Mehdi (A.s) Kendi Zamanında Değerlidir. Şimdi Velîler Kıymetlidir | Mehdi İstismarcıları Hakkında

İmâm Sülemî (K.s.), «Tabakâtü's-Sûfiyye» adlı kitabının mukaddimesinde diyor ki:

"Her vakit, her zaman, her ân ve her demde kudretinin izlerini ve izzetinin nurlarını ızhâr eden Allah'a hamdolsun. O, her asrı insanlara yol gösteren ve onlara rehberlik eden bir peygamberle mâmur etmiştir. Bu durum; nebîlerin ve rasûllerin sonuncusu, en yüce nebî ve en âlî rasûl olan Muhammed'e kadar devam etmiştir. Allah'ın selâmı, onun ve bütün nebî ve rasûllerin üzerine olsun.

Allah peygamberleri ardından, açtıkları yolda onları izlemek ve ümmetlerini de onların yolunda yürütmek üzere velîler göndermiştir. Yine Allah, kendisine davet eden ve apaçık delil ve burhanla kendine giden yolu gösteren bir rehberin bulunmadığı herhangi bir zaman dilimini var etmemiştir. Velî kullarını her zaman belli tabaka ve sınıflara ayırmıştır. Böylece bir velîyi, izinden yürümek ve yoluna uymak sûretiyle diğer bir velî takip etmiştir. Müritler onların sayesinde terbiye görmüş, tevhid ehli de onlarla güzel ahlâkı kazanmışlardır. Nitekim Allah-ü Teâlâ şöyle buyurmaktadır: 'Eğer (Mekke'de) kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle, mümin kadınları bilmeyerek ezmeniz sûretiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı, (Allah, Mekke'ye girmenize izin verirdi). Allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır.' (el-Fetih, 48/25)

Peygamberimiz de 'İnsanların en hayırlıları benim asrımda yaşayanlardır. Sonra bunları takip edenler, sonra da bunları takip edenlerdir' (Buhârî, Şehâdât, 9; Müslim, Fezâilü's-Sahâbe, 212) buyurmuş, yine 'Ümmetim yağmur gibidir; evveli mi, yoksa sonu mu hayırlıdır bilinmez' (Tirmizî, Edeb, 81) demiştir.

Böylece Peygamberimiz, âhirzamanda ümmetine şerîatın zâhirini ve hakikatin bâtınını açıklayacak velîlerin ve büdelânın dâima bulunacağını bildirmiştir. Bu zâtlar, sözle ya da fiilî olarak insanları şerîatın âdâbına ve vecibelerine sevk ederler.

Onlar; bu ümmet arasında peygamberlerin vârisleri olup tevhidî hakikatlerin erbâbı, ilhâma mazhar (muhaddes), doğru firâsete ve güzel âdâba sahip, kıyamete kadar peygamberlerin yollarına tâbî olan kimselerdir. İşte bundan dolayı Peygamberimizin şöyle söylediği rivâyet edilmiştir: 'Ümmetim arasında, Halîl İbrâhîm (A.s.)'ın ahlâkı üzere kırk kişi dâima bulunur. Kıyamet vakti gelince bunların ruhları kabzolunur.' (Taberânî, el-Mu'cemü'l-Kebîr, 10/181)"

Kaynak: [Sülemî, Tabakâtü's-Sûfiyye, Sf: 1-2]
____________________


Mevlevî Şeyhi/Üstadı Bayındırlı Hacı Mustafa Özbağ Efendi (K.s.)