Ölümü Yenmeye Çalışan Kral'ın Hikayesi/GILGAMIŞ DESTANI
Автор: Uygarlık Yolcusu
Загружено: 2023-03-25
Просмотров: 669
Gılgamış, M.Ö. 2600 yıllarında yaşadığı düşünülen, ölümünden sonra tanrılaştırılmış ve efsane olmuş Sümer'in Uruk Kralıdır. Ona ait efsaneler M.Ö.2000 civarında yazıya geçirilir. Birçok versiyonu bulunan destanın günümüze kalan en derli toplu versiyonu, yaklaşık 3000 yıl öncesine ait Ninova versiyonudur ve Akad dilinde yazılmıştır.
Bu destan bir kahramanlık, dostluk ve aşk öyküsüdür. Ve en önemlisi insanın ölüm karşısındaki çaresizliğini anlatan en etkileyici öykülerden biridir.
Dünyaya geldiğinden beri saygın biriydi
Bu Gılgamış!
Üçte ikisi tanrı
Üçte biri insandı
Yücelik sarmıştı
Vücudunun ve yüzünün biçimini
Ve de eşsiz gücünü!
Hayat doluydu.
Ancak çok bilge, zeki ve kahraman olan Gılgamış, kibirli ve halkına karşı zorbalık yapan bir kraldır. Gençleri öldüren ve yeni gelinlere tecavüz eden bu kralı tanrılar cezalandırmak ister. Bu yüzden Gılgamış'a rakip olarak Enkidu'yu yaratıp gönderirler dünyaya. Enkidu,en az Gılgamış kadar güçlü, kaslı ve ceylanlarla otlayan yabani biridir.
Bir gün bir avcı Enkidu'yu uzaktan görünce korkudan donakalır. Hemen gider ve Gılgamış'a anlatır bu yabani koca adamı.
Gılgamış, avcı'ya tapınak fahişesini alıp götürmesini söyler. Enkidu, fahişenin dişiliğine kapılacak ve böylece sürüsünden ayrı kalacaktır. Gılgamış'ın öngörüsü gerçekleşir. Enkidu, Yosmayı görünce üzerine atlar ve 6 gün 7 gece boyunca sevişirler. Beraber geçirdikleri bu kısa süreçte Yosma Enkidu'yu evcilleştirir ve elinden tutarak onu Uruk'a, Gılgamış'a götürür. Enkidu ve Gılgamış Uruk'un merkezinde karşı karşıya gelir, öyle bir dövüşürler ki kapılar, pencereler sallanır. Ancak tabletteki kırıklar sebebiyle dövüşün neticesi hakkında elde net bir bilgi yok. Neticede ikisinin kucaklaşıp dost olduğu yazar. Bu da bize dövüşün eşit bir şekilde sonlandığını düşündürüyor.Tanrıların planı boşa çıkınca baş tanrı Enlil Humbaba adında, ormanda yaşayan korkunç bir yaratık yaratır. Gılgamış, gençliğine ve kudretine o kadar güveniyordur ki ormana gidip Humbaba ile dövüşmeye karar verir. Yaşlılar Kurulu üyeleri ve Enkidu ne yapsa, ne söylese de Gılgamış kararından vazgeçmez. Böylece dostu Enkidu'da onu yalnız bırakmaz ve beraber yola düşerler.
Günlerce yol yürüdükten sonra nihayet varırlar ormanın yanına. Humbaba ile dövüşür Gılgamış ve onu yaralar, ardından ikisi birlikte Humbaba'yı öldürür.
Uruk'a döndükten sonra Gılgamış giyinir, süslenir ve krallık tacını başına geçirir. Onu bu halde gören Aşk tanrıçası İştar veya Sümerce adıyla İnanna, ona aşık olur ve Gılgamış'tan kendisiyle evlenmesini ister. Gılgamış'ın ise İştar'a cevabı şöyledir:
Sen soğukta sönen bir sobasın sadece,
Sallantılı bir kapısın; rüzgârlara, fırtınaya kâr etmeyen. Çöken bir saraysın en yiğit savunucularının üzerine. Bir ayakkabısın, giyenin ayağına vuran. Aşıklarının bir tekini bile sevmedin ölesiye.
Gılgamış İştar'ın evlilik teklifini bu şairane sözlerle reddeder.
Bu sözlere çok öfkelenen İştar, Gılgamış'ı öldürmesi için Gök yüzü Boğası'nı gönderir. Bu öyle kızgın bir boğadır ki aksırdığı gibi yerde yarıklar açılır ve 200-300 Uruk'lu yarıklardan aşağı düşer. Tekrar aksırınca yine bir sürü Uruk'lu açılan yarınlardan düşer. Az sonra Enkidu gelir ve boğanın boynuzlarından yakalayıp onu alt etmeye çalışır. Gılgamış da gelince ikisi boğayı öldürmeyi başarır.
Orada onları izleyen İştar, Gılgamış ve Enkidu'ya lanetler yağdırır. Enkidu'da boğanın bir budunun koparıp Tanrıça'ya fırlatır ve onu tehdit eder. Bu Enkidu'nun sonu olacaktır. Çünkü İştar'a büyük saygısızlık yapmıştır. Tanrılar toplanırlar ve Enkidu'yu ölüme mahkum ederler. Enkidu, bunu rüyasında öğrenince baş tanrı Enlil'den bağışlanma diler ancak kabul edilmeyecek bir istektir bu. Enkidu kendisini yaban hayatindan koparıp evcilleştiren ve Uruk kentine getiren Yosmaya lanetler yağdırır. Çünkü medeniyetin içinde yaşamak onu bu hayata bağlamıştır. En önemlisi Gılgamış gibi bir dost edinmiştir ve bu ölümünü daha da zorlaştırıyor. Yabani biri olarak kalsaydı Enkidu, geride bırakacağı en fazla ceylan sürüsü olurdu. Enkidu'nun hastalığı günden güne ilerler,
ve Gılgamış'a son sözleri şöyledir:
"Ve gene de sen ve ben
Hiç ayrılmamalıydık birbirimizden".
Gılgamış dostunun ardından ağıtlar yakar ve heykelini yaptırır.
Kendisine en çok benzeyen insanın ölümüyle Gılgamış ölüm kaygısının kucağına düşer.
"Ölmem mi gerek benim de?
Enkidu'ya benzemeyecek miyim ben de?
Bir kaygı kemiriyor içimi
Ölüm korkusudur beni bozkırda koşturan!"
KAYNAK
Jean Bottero- Gılgamış Destanı (Yapı Kredi Yayınları)
00:00 Açılış
00:36 Gılgamış kimdir?
1:30 Tanrılar Gılgamış'ı cezalandırmak istiyor.
1:49 Enkidu geliyor
5:18 Enkidu ölüyor
6:22 Gılgamış'ı bir kaygı sarar.. ve arayışa başlar..
8:03 Gılgamış Utanapişti'ye ulaşır
9:55 Tufan hikayesi
11:55 Gılgamış otu bulur, ama...
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео mp4
-
Информация по загрузке: