Gurur, Kibir ve Hesap Günü: Kur’an ve Hadis Işığında | Abdullah Demircioğlu

Bu hutbede, Allah’a hamd ve Resûlullah’a salât u selâm ile başlanmakta; insanın Rabbi karşısındaki acziyetine dikkat çekilmektedir. Okunan ayetlerde, insanın kendisini aldatan gurur ve kibrin kaynağı sorgulanmakta, her nimeti ihsan eden Kerîm olan Allah’a karşı büyüklenmenin anlamsızlığı hatırlatılmaktadır. İnsan; makamı, malı ve gücü ne olursa olsun, ölümün onu mutlaka bulacağı ve bedeninin zamanla zayıflayacağı gerçeğiyle yüzleştirilmektedir.

Hutbede, insanın yaratılışı ve Allah’ın onu en güzel biçimde yaratması üzerinde durulmaktadır. Organların yerli yerinde oluşu, insanların simalarının birbirinden farklı olması, Allah’ın kudretinin ve hikmetinin delilleri olarak anlatılmaktadır. Bu nimetler karşısında insanın şükür yerine inkâra yönelmesinin büyük bir nankörlük olduğu vurgulanmaktadır. Kur’an’ın yalnızca okunması değil, anlaşılması ve hayata geçirilmesi gerektiği özellikle hatırlatılmaktadır.

Konuşmanın önemli bir bölümünde amel defteri ve kirâmen kâtibîn melekleri ele alınmaktadır. İnsanların gizli-açık tüm fiillerinin kaydedildiği, hiçbir davranışın karşılıksız kalmayacağı ifade edilmektedir. İyilikte bulunanların “ebrâr”, kötülükte ısrar edenlerin ise “füccâr” olarak nitelendirildiği; ebrârın nimetler içinde, füccârın ise cehennemde olacağı ayetlerle açıklanmaktadır.

Okunan hadis-i şerif çerçevesinde, müminin ahlâkı tarif edilmektedir. Müminin cömert, merhametli, faydalı ve iyiliği seven bir kimse olduğu; dili ve eliyle kimseye zarar vermeyen kişi olduğu belirtilmektedir. Buna karşılık facir kimsenin cimri, bencil, zarar verici ve kötülüğü yaymaya meyilli olduğu ifade edilmekte; bu tür davranışların şeytanî vasıflar olduğu vurgulanmaktadır.

Hutbenin ilerleyen kısmında din günü (kıyamet) gerçeği güçlü ifadelerle hatırlatılmaktadır. O gün hiçbir kimsenin bir başkasına fayda sağlayamayacağı, hükmün yalnızca Allah’a ait olacağı belirtilmektedir. Gökyüzünün parçalanması, yıldızların dökülmesi gibi kıyamet sahneleri hatırlatılarak, insanın dünyada iken tövbe etmesi gerektiği vurgulanmaktadır.

Son bölümde, tövbe-i nasuh çağrısı yapılmaktadır. İnsanların geciktirmeden Allah’a yönelmeleri, samimi bir tövbe ile günahlarından arınmaları gerektiği ifade edilmektedir. Resûlullah Efendimiz’in günde defalarca tövbe ettiğini bildiren sahih hadislerle bu çağrı pekiştirilmektedir. Hutbe, İslam yolunun hak ve tek yol olduğu, kıyametin çok yakın olduğu bilinciyle yaşanması gerektiği hatırlatılarak dua ile tamamlanmaktadır.

Lütfen kanalımıza abone olunuz :    / @abdullahdemircioglu  
Hocamızın diğer dersleri : https://www.youtube.com/@AbdullahDemi...

Abdullah DEMİRCİOĞLU
http://www.muridan.com
12.12.2025 Cuma Hutbesi
#dinisohbet #islam