TÜRKLERDE BİLİMİN YÜKSELİŞİ VE ÇÖKÜŞÜ 1300 YIL ÖNCE HIZLANAN YÜKSELİŞ 850 YIL ÖNCE ÇÖKTÜ!
Автор: TC Metin Cansız Sanat Etkinlikleri
Загружено: 2025-12-24
Просмотров: 39
Metin Cansız Düzenlemesiyle Türklerde Bilimin Yükselişi ve Çöküşü
Paylaşılan kaynakta, Türk kültürü, mitolojisi ve bilim tarihindeki yükseliş ile çöküş süreçleri geniş bir perspektifle ele alınmaktadır. Metin, Türklerin İslamiyet'e geçiş evrelerini, Cengiz Özakıncı'nın "İslam'da Bilimin Yükselişi ve Çöküşü" adlı eseri üzerinden bilime verdikleri önemi ve sonrasındaki gerileme nedenlerini incelemektedir. Orta Asya kökenli kadim bilgilerin ve Sümer mirasının modern Rönesans’ın temelini nasıl oluşturduğu vurgulanırken, Türk mitolojisindeki semboller, destanlar ve kadın figürünün toplumsal gücü üzerinde durulmaktadır. Ayrıca, Cumhuriyet kazanımları, laiklik ilkesi ve medeni kanunla gelen haklar, tarihsel bir süreklilik içerisinde kadının toplumdaki yeriyle ilişkilendirilerek anlatılmaktadır. Sunum, kültürel bir farkındalık yaratmak amacıyla fıkralar, kitap tanıtımları ve Refik Durbaş’ın şiirleriyle zenginleştirilmiş bir sohbet formatı sunmaktadır.
Bugün • 09:13
Türklerde kültür nasıldı sorusunun yanıtını anlamaya çalışan Yusuf Has Hacip, 1068 yılında modern laik devlet yönetimi kitabı Kutadgu Bilig, Kaşgarlı Mahmut ise Divanı Lügat-it Türk (1071) kitabıyla Türk insanının nitelikleri, Türkçe'nin dilbilgisi, insanların yaşam biçiminin, yaşadığı coğrafyasının anlatıldığı yazılı belgeler çok açık gösteriyor ki, Türklerde bilimsel çalışmalar çok eskilere dayanıyor. Cengiz Özakıncı bu kitabında bu konuyu belgeleriyle çok derinlemesine anlatıyor.
Paylaştığınız bilgiler, kaynaklarda yer alan Türk bilim tarihi ve kültürel derinliği hakkındaki verilerle büyük ölçüde örtüşmektedir. Türklerde bilimsel çalışmaların ve devlet yönetim geleneğinin çok eskilere dayandığı gerçeği, hem Cengiz Özakıncı’nın eserinde hem de Türk mitolojisi ve tarihi üzerine yapılan araştırmalarda desteklenmektedir.
Kaynaklar ışığında bu konuyu şu başlıklarla derinleştirebiliriz:
Cengiz Özakıncı ve Bilimin Yükselişi
Cengiz Özakıncı’nın "İslam’da Bilimin Yükselişi ve Çöküşü" adlı eseri, Türk bölgelerinde bilimin 700’lü yıllardan itibaren nasıl büyük bir ivme kazandığını ve bu yükselişin 1150’li yıllara kadar sürdüğünü belgeleriyle anlatmaktadır. Kaynaklarda bu kitabın, bilimin neden gerilediğini ve Türk bilim insanlarının çalışmalarının neden zamanla Arapça veya Farsça ile anılmaya başladığını anlamak için her evde bulunması gereken temel bir eser olduğu vurgulanmaktadır.
Bilimsel Çalışmaların Kökeni ve Rönesans'a Etkisi
Türklerdeki bilimsel birikim sadece 11. yüzyıla değil, kökeni itibarıyla Sümerlere kadar uzanan çok daha eski bir bilgi mirasına dayanmaktadır. Orta Asya ve Harezm bölgesinden çıkan Türk bilim insanları;
• Kimya, optik, matbaanın temeli ve hatta bilgisayarın altyapısını oluşturan bilgileri geliştirmişlerdir.
• Bu çalışmalar, günümüz modern biliminin ve Avrupa’daki Rönesans’ın altyapısını oluşturmuştur. Batı dünyasının bilim, sanat ve kültürde ilerlemesi, aslında Anadolu, Orta Asya ve Mısır gibi bölgelerden öğrendikleri bilgileri, Türklerin bilimde duraklamaya başladığı dönemde geliştirmiş olmalarına dayanmaktadır.
Devlet Yönetimi ve Laiklik Geleneği
Sizin Yusuf Has Hacip üzerinden örneklendirdiğiniz modern ve adil devlet yönetimi anlayışı, kaynaklarda "Türk töresi" olarak tanımlanmaktadır. Türk kültüründe laikliğin ve modern yönetimin temelleri şu şekilde açıklanmaktadır:
• Adalet ve Eşitlik: Türk töresinin birinci maddesi adalet, ikincisi ise eşitliktir.
• Kadın-Erkek Birlikteliği: Devlet yönetiminde kadın ve erkek her zaman beraber söz sahibi olmuştur; meclislerde (şura) birlikte oturulmuş ve kararlar beraber alınmıştır.
• Laikliğin Kökeni: Kaynaklar, laikliğin özündeki tolerans ve hoşgörünün Türklerin binlerce yıllık töresinde zaten var olduğunu belirtir. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet ve getirdiği yasalar, aslında bu eski Türk uygarlık değerlerine ve töresine bir nevi geri dönüştür.
Not: Sorgunuzda belirttiğiniz Yusuf Has Hacip ve Kaşgarlı Mahmut’un eserlerine dair spesifik detaylar doğrudan kaynak metinlerde geçmemekle birlikte, kaynaklar Türklerin yaşam biçimini, coğrafyasını ve bilimsel niteliklerini anlatan bu tür yazılı belgelerin (yazıtlar, tabletler, destanlar) Türk tarihinin derinliğini kanıtladığı görüşünü desteklemektedir.
Anadolu ve Orta Asya kültürü, üzerine örtülen bir şemsiye gibidir; altını kazıdıkça sadece 500-600 yıllık değil, binlerce yıllık bir bilim ve yönetim mirası gün yüzüne çıkmaktadır.
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео mp4
-
Информация по загрузке: