Sefillikten Yapımcılığa Giden İbretlik Hayat Hikayesi.. İRFAN ATASOY Kimdir?
Автор: Yeşilçam TV
Загружено: 2024-01-20
Просмотров: 11810
İrfan, genç yaşta kardeşinin acı ölümüyle yüzleşti ve anne-babası işteyken açlıkla mücadele ederek fırından ekmek almaya çalıştı. Ancak fırıncı duyarsızdı ve kız kardeşi, fırıncının ayrılmasını fırsat bilip ekmek almaya çalıştı; bu masum hamle ise ona hayatını kaybetmenin acı gerçeğini getirdi. İrfan Atasoy, çocukluk yıllarını simit satışları ve gazoz sepeti sırtında sokaklarda dolaşarak geçirdi. Karpuz indirip bindirerek kalecilik yeteneklerini geliştirdi ve Adanaspor'un kalesini korudu.
Askerlik öncesinde hayatına yön vermek adına film şirketlerinde kartoncu olarak çalışan İrfan Atasoy, bu zorlu başlangıçları sayesinde Yeşilçam'ın parlak dünyasına adım attı. İrfan Atasoy'un hayat öyküsü, azmin, direncin ve tutkunun izini süren bir destan gibidir. Çamurun içinden filizlenen bir gül gibi, kararlılıkla açan bir yaşam çiçeğinin hikayesidir.
O dönemde oyunculuk fikri aklında bile yoktu. Yılmaz Güney ile tanışıklıkları, Yılmaz Güney'in başka bir film şirketinde depocu olarak çalıştığı yıllara dayanır. İrfan Atasoy'un askerlik birliğinde yaşadığı olay, kariyerinde bir dönüm noktasıydı. Bir film makinesi, kimse tarafından bilinmeyen bir gizemdi ve "Komutanlar, kullanacak kimse var mı?" çağrısına İrfan, film şirketlerindeki deneyimiyle hemen cevap verdi. Artık o makinenin ve sinemanın bekçisiydi; kader, onu bu yolda seçmişti.
Ancak bir gün film makinesi arıza yaptı. İrfan'ın yeteneklerini bilen üstleri, İstanbul'daki tanıdıklarını sormak zorunda kaldılar.
İrfan, Adana'da tanıştığı İstanbullu sinemacılardan bahsederek, İstanbul'a görevli olarak gitme fırsatı yakaladı ve eski tanıdıklarının yanında soluk aldı. Film makinesinin tamir edilme sürecinde İrfan, orada bir yönetmen ile senarist arasında geçen senaryo anlaşmazlığına tanıklık etti. Senaryo, yönetmenin beklentilerini karşılamamıştı ve tartışmanın ardından İrfan, kendi için senaryo yazabileceğini önerdi.Yönetmen, daha önce hiç senaryo yazıp yazmadığını sorduğunda İrfan, içindeki yeteneği keşfetmiş olmasına rağmen daha önce hiç senaryo yazmadığını itiraf etti. Ancak kararlı bir şekilde, "Bana bir daktilo ve kağıt verirseniz yazabilirim," dedi. İrfan, o gece boyunca daktiloyu tıklattı, kelimeleri kağıda döktü ve ortaya çıkan senaryo, yönetmeni büyüledi.İrfan, o günün şartlarına göre oldukça büyük bir ücret alsa da, askerlik görevini tamamlama zorunluluğuyla yüzleşiyordu ve askerdeki film ve sinema sorumluluğu devam ediyordu. Döndüğünde ise onu bambaşka bir hayat bekliyordu.İstanbul'a yerleştiğinde, İrfan Atasoy senaryo yazmaya devam etti ve kazandığı paralarla Atlas Sinemalarının işletmeciliğine ortak oldu. Bu süreçte çizgi roman karakterlerinden uyarlanan "Kiling Istanbul" adlı filmle Yeşilçam dünyasında adını duyurdu. Ardından "Kiling Uçan Adama Karşı" filmiyle başarı grafiğini artırdı. İrfan Atasoy, bu filmlerde profesörün oğlu Orhan ve Uçan Adam Şazem karakterlerini canlandırarak izleyicilerin ilgisini çekti. Yönetmenlik koltuğunda ise Yılmaz Atadeniz oturuyordu. Her iki "Kiling" filmi de gişede büyük başarı elde ederek Yeşilçam'da Kiling furyasına yol açtı.İrfan Atasoy'un anılarına göre, Yılmaz Güney o dönemde İstanbul'a gelmiş ve tanınan bir aktör haline gelmişti. İrfan, kendi film şirketini kurmuştu ve Yılmaz Güney'in teklifiyle Adana'da bir film çekme fırsatı yakaladılar. İrfan, Cafer karakterini canlandırarak ilk oyunculuk deneyimini yaşadı.İrfan Atasoy, Yılmaz Güney ile birlikte çektikleri filmi "İnce Cumali" olarak adlandırdıklarını ve bu filmle 1968 Antalya Film Festivali'nde dört Altın Portakal ödülü kazandıklarını anlatıyor. Güney'in İnce Cumali karakterini canlandırdığı film büyük ilgi gördü ve İrfan Atasoy'un sinemaya adım attığı bir dönem oldu. Aynı yıl içinde iki "Kiling" filmi çektiler ve İrfan Atasoy, Uçan Adam karakteriyle izleyicilerin ilgisini çekti.İnce Cumali filminin yapımcılığını üstlenen İrfan Atasoy, bu başarıyla yönetmenlerin dikkatini çektiğini belirtiyor. Yılmaz Atadeniz'in gençlik yıllarındaki ilham kaynaklarından birinin İtalyan fotoromanındaki iskelet kostümlü karakter olduğunu ve Şazem Dev Adam filminden etkilenerek bu iki karakteri birleştirip yeni bir film yapma fikrini ortaya attığını ifade ediyor. İrfan Atasoy, Atadeniz'in mali destek sağlamasının ardından filmde başrolü üstlendiğini ve yapımcılık görevini üstlendiğini aktarıyor.
#yeşilçam #irfanatasoy #kimdir
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео mp4
-
Информация по загрузке: