Tarihi Yedikule Bostanları | "İstanbul'un ortasında bir cennet"

Tarihi İstanbul Surları'ndaki bostancı aileler İstanbul'a günlük taze meyve ve sebze üretiyor. İstanbul'a hem tarım arazisi hem yeşil alan sunan Yedikule Bostanları'na gereken önem gösterilmediği gibi bostancılar birçok yasal engellemeyle karşı karşıya.

Tüm dünyada artan gıda krizi ile beraber kent tarımcılığı önem kazandı. Dünya şehirleri, kent merkezlerinde yeni tarım alanları yaratmaya çalışıyor. İstanbul'un merkezindeyse Bizans döneminden beri devam eden 1.500 yıllık bir bostancılık geleneği var. Ancak Yedikule Bostanları, bostanların turizme açılması ve soylulaştırma gibi kentsel dönüşüm mekanizmaları yüzünden yok olma tehlikesi ile karşı karşıyalar.

Bostancılar, çiftçi kayıt sistemine üye olamadıkları için işgalci olarak görülüyorlar. Kent tarımının korunması ve teşvik edilmesi gerekirken onlarca yıldır burada çalışan bostancıların topraklarını terk etmesi, böylelikle bostanların yapılaşmaya açılarak turizm merkezi hâline gelmeleri isteniyor. Oysa yerel halk bostanlardan alışveriş yapabildikleri için mutlular. Şehrin içinde yemyeşil bir alan yarattığı için "Burada nefes alabiliyoruz" diyorlar.

Bostancılar, imar planlarında bostanların tarım alanı olarak görülmesini, kültür varlığı olarak tescil edilmesini ve bostancıların işgalci statüsünden çıkıp yasal güvenceye kavuştukları bir düzene geçilmesini istiyorlar. Böylece hem bostanların surlarla birlikte oluşturduğu tarihi devamlılık güvence altına alınmış olacak hem de bostancılar ileriye dönük yatırımlar yapabilecek.

Bu hafta, UNESCO Dünya Mirası içinde yer alan İstanbul Surları'nı yeşile boyayan Yedikule Bostanları'nı gezdik. Bostancıların ve aktivistlerin mücadelesini dinledik.

#İstanbulSurları #YedikuleBostanları #Yeşilİstanbul