Barbarları Beklerken - J. M. Coetzee // konuk Yavuz Ekinci // Deniz Yüce Başarır ile Ben Okurum
Автор: Deniz Yüce Başarır
Загружено: 2025-03-02
Просмотров: 1206
Çok şey biliyoruz hepimiz. Kötülüğe tanık oluyoruz. Bile isteye yapılan kötülüğe, cinayete, esarete, yokluğa, ötekileştirmeye tanık oluyoruz. Zor bir çağda yaşıyoruz diyoruz ama insanoğlu var olduğundan beri hangi çağ kolay olmuş ki! Engüsizyon mahkemelerini de görmüş bu koca dünya, cadı avını da, dünya savaşlarını da, toplama kamplarını da… Sömürgeciliğin kol gezdiği topraklar var bu dünyanın üstünde, insanların birdenbire ortadan kaybolduğu ve bir daha hiç haber alınamadığı ülkeler var, aynı topraklarda yetişmiş insanların birbirini öldürdüğü iç savaşlar var. İnsanoğlu eşitlikçi, sevgi dolu ortamlarda yaşamaktan çok da hoşlanmıyor sanırım. Gün geliyor yavrusunun başını şefkatle okşayan o adam, acımasız bir canavara dönüşüyor kendi gibi olmayana karşı. Karısına aşık o adam, düşmanın kadınını aşağılamakta, ona işkence etmekte hiçbir sakınca görmüyor. İnsan bazen adaletsiz, hem de çok adaletsiz. Hele bazı coğrafyalarda bazen de değil, sıkça, çokça, nerdeyse hep adaletsiz. Coğrafya kaderdir derler ya, biz evde o sözü ‘coğrafya kederdir’ diye değiştirdik.
• Ben Okurum
Evet, Ben Okurum’un bu bölümünde kederli coğrafyalardan birinden gelen bir sese kulak veriyoruz. Güney Afrika’da doğmuş büyümüş, romanlarında sömürgeciliğin acımasızlığını ve cümle haksızlıkları ve şiddeti anlatmayı amaç edinmiş, 2003 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi, Booker Edebiyat Ödülünü ikinci kez alabilen ilk yazar J. M. Coetzee var bu kez odağımızda. Ve onun bilinmeyen bir imparatorluğun sınır kasabasında hakimlik yapan adını bilmediğimiz kahramanının, İmparatorluğun o bölgeye yakın çölde yaşayan Barbarların kendi toprakları ve insanları için önemli bir tehlike teşkil ettiğini ilan etmesiyle değişen hayatı… Konumuz: Barbarları Beklerken, konuğumuz benim en hayırlı yazar dostlarımdan biri Yavuz Ekinci…
Hakim yöneticisi olduğu bu sakin sınır kasabasında üstünde yaşadığı toprakların daha önceki sahiplerinden izleri araştırdığı, kendisine başvuran sorunlu kasaba sakinlerine adaleti sağlama konusunda yardımcı olduğu ve sık sık genelevdeki genç sevgilisiyle buluştuğu sıradan düzeninde, sakin bir hayat sürmektedir. Kasabanın ötesindeki çölde yaşayan yerel halkla bir sorunu yoktur. Ancak bir gün imparatorluğun Sivil savunma birimleri kasabaya gelir, başlarındaki albay daha ilk andan bu sukunet için tehdit oluşturduğunu belli edecektir. Gözündeki kara gözlükler, tüm insanlarla arasına koyduğu karanlık bir mesafe gibidir adeta. İmparator karar vermiştir, çölde yaşayan Barbarlar ülkeye her an saldırabilir, dolayısıyla bu tehlikenin bertaraf edilmesi gerekmektedir. Albay Joll da kasabadaki hana yerleşecek, sonra da daha önce hiç önemli bir suç işlenmediği için bir hapishanesi hatta bir hücresi bile olmayan kasabada tahıl ambarında tutulan, hırsızlık yaptıkları iddia edilen biri yaşlı, diğeri çocuk yaştaki bir delikanlı olan iki mahkumu sorgulamak isteyecektir. Ve dillerini bilmediği halde hakimin ona katılmamasını tercih eder. Hakim de bunu kabullenecek, ambardan gelen çığlıklara müdahale etmeyecek, her ne kadar albayı bu insanların masum olma olasılığı üzerine düşünmeye davet etse de, olayların gidişatını değiştirme konusunda elini taşın altına sokmayacaktır. Yaşlı adam bu sorguların sonucunda hayatını kaybeder, oğlan da hırsızlık suçunu kabul eder, hatta kabilesindeki insanların silahlandığını ve baharda imparatorluğa savaş açacaklarını söyler. İşkence bir anlamda sonuç vermiştir. Albay Joll, kendi usulünce yaptığı sorgulamalardan elde ettiği bu bilgiyle kabilelerin bulunduğu çöle doğru keşfe çıkmaya karar verir. Ve dört gün sonra ilk tutuklularıyla geri döner. Bunlar nehirde avlanan zararsız balıkçılardır aslında. Ama albay keşfini devam ettirecek ve yeni tutuklular da getirecektir kaleye.
Hakim, emekliliği için gün sayarken bir dehşetin içinde bulmuştur kendini. İnanmadığı ve karşı da duramadığı bu yeni durum, onu rahatsız etmektedir. Bu tutuklu göçebelere sağlayabileceği ise biraz yiyecek, temizlik ve sağlıklarıyla ilgilenmektir o kadar. İçine onu yiyip bitiren bir huzursuzluk çöreklenmiştir ama konumundan ve düzeninden de tamamen vazgeçecek değildir.
#denizyücebaşarır #benokurum #yavuzekinci #coetzee #barbarlarıbeklerken
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео mp4
-
Информация по загрузке: