Çikolata, Bira, Waffle - Belçika (Brugge – Gent – Brüksel)

--
00:00 Brugge
16:18 Gent
22:18 Brüksel

İzmir'in ılık yaz günlerinden, 14 derecelik serin bir Belçika havasına geçişle başlayan bu seyahat, tam anlamıyla bir lezzet ve keşif yolculuğuydu. Öncelikli hedefimiz, Belçika'nın eşsiz gastronomisini deneyimlemek ve her anın tadını çıkarmaktı. İşte detaylarıyla, bizi büyüleyen o Belçika maceramız!

Brugge, adeta bir kartpostaldan fırlamış gibiydi. Şehre adım attığımız anda hissettiğimiz o Orta Çağ atmosferi bizi hemen sardı. Yolculuğun yorgunluğunu atmak için kendimizi internetin en çok önerdiği, sıcacık bir kahvaltı mekanına attık. Avokadolu ve yumurtalı ekmeklerin tadına doyamadık. Ancak faytonların hala aktif olarak kullanılması, içimizde küçük bir burukluk yarattı; umarız bu uygulama bir gün son bulur.

Şehrin kalbindeki Çan Kulesi, 300'den fazla basamağıyla bizi yukarıya davet etse de, biz dışarıdaki şirin kafelerde oturup meydanın keyfini çıkarmayı tercih ettik. Güneşin yüzünü gösterdiği De burg Meydanı ve içerisindeki tarihi Belediye Binası göz kamaştırıcıydı. Ardından, İsa'nın kanlı bir beziyle anılan Kutsal Kan Bazilikası'nı ziyaret ettik.

Brugge denince akla gelen bir diğer şey ise elbette bira! 2be (Bira Mekanı) yüzlerce bira çeşidi ve bira temalı sergisiyle bizi kendine hayran bıraktı. Kanal kenarında, terasta oturup Belçika'nın lokal biralarını yudumlamak unutulmaz bir deneyimdi. 2be'den ayrıldıktan sonra, kanal boyunca yürürken karşımıza çıkan Antika Pazarı tam bir sürpriz oldu. Buradan evime harika bir döküm çan alarak küçük bir hatıra edindim. Waffle'ı da es geçmedik tabii, ancak biraz fazla şekerli bulduğumuzu itiraf etmeliyiz.

Brugge'deki huzurun adresi ise şüphesiz Minnewater (Aşk Gölü) oldu. Yeşil alanları ve etrafındaki tarihi yapılarla büyüleyici bir manzaraya sahipti. Konaklamamız için ise merkezden yürüyüş mesafesindeki, temiz ve uygun fiyatlı küçük otelimiz oldukça işlevseldi.

Brugge'den sonraki durağımız, tarihi dokusuyla büyüleyen Gent'ti. Şehrin tam kalbi diyebileceğimiz Korenmarkt (Eski Buğday Pazarı), canlı kafe ve restoranlarıyla bizi karşıladı. Gent'in gotik mimariye sahip görkemli Katedrali ve 89 metre yüksekliğindeki kulesi şehrin her yerinden görülebiliyordu.

Sanatın sokaklara taştığı Grafiti Sokağı da Gent'teki ilginç duraklardan biriydi, ancak Berlin'deki kadar etkileyici bulmadık. Tarihe yolculuk yapmak isteyenler için Kontlar Kalesi mutlaka görülmesi gereken bir yerdi. 1100'lü yıllarda yapılmış bu kale, geçmişte adliye ve cezaevi olarak kullanılmış. Öğle yemeği içinse Google'da en çok önerilen, lezzetli dana etinden hamburgerleriyle meşhur Manhattan's Burger'i tercih ettik.

Belçika'daki son durağımız, ülkenin başkenti Brüksel'di. 1800'lü yıllarda inşa edilmiş Galery Royal, tarihi güzelliğini koruyan, şık bir alışveriş merkeziydi. Ünlü Belçika çikolatacılarının dükkanları burada sıralanmıştı, Milano'daki benzer yapılarla kıyaslanabilecek bir atmosferi vardı.

Avrupa'nın en güzel meydanlarından biri olarak kabul edilen Grand Place (Tarihi Şehir Meydanı) ise tam anlamıyla nefes kesiciydi. Gotik ve Barok mimarinin mükemmel birleşimiyle inşa edilmiş tarihi yapılar, meydanı bir açık hava müzesine dönüştürmüştü. Meydanın en dikkat çekici yapılarından Brüksel Belediye Binası'nın tepesindeki Mikail heykeli ve Brüksel Şehir Müzesi (Kralın Evi) Brüksel tarihine ışık tutuyordu.

Brüksel denince akla gelen ilk sembollerden biri olan Manneken Pis (İşeyen Çocuk Heykeli), küçük boyutuyla şaşırtsa da, efsanesiyle büyük bir üne sahipti. Özel günlerde farklı kıyafetler giydirilmesi oldukça eğlenceliydi. Belçika biralarının cenneti Delirium Village ise tam anlamıyla bir bira şöleniydi. 2000'den fazla bira çeşidiyle Guinness Rekorlar Kitabı'na giren bu mekanda, farklı tatları denemekten büyük keyif aldık.

Akşam yemeği için Belçika'nın meşhur midyesini tatmak üzere Chez Leon (Midye Mekanı)'u seçtik. Midye kasesi, spagetti, yerel bira ve patates kızartmasıyla yaptığımız bu ziyafet, seyahatimizin en lezzetli anlarından biriydi.

Bu unutulmaz Belçika maceramız, Brüksel Havalimanı'na doğru yola çıkarak sona erdi. Belçika, tarihi güzellikleri, kendine özgü mimarisi ve eşsiz lezzetleriyle kesinlikle ziyaret edilmesi gereken bir yer. Bir sonraki seyahatimize kadar, bu güzel anılarla dolu hikayemizi paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz!

Instagram:   / odentv  

#brugge #Gent #brüksel

*Herhangi bir marka ile reklam anlaşmamız yoktur.
*Marka görünüyorsa #reklam