İlk Gece Hakkı / Jus Primæ Noctis

20 Nisan 2021 tarihinde, Gazete Duvar’da kendisiyle yapılan bir söyleşide, "19. yüzyıl feodal toplumunda, örneğin Kürt bölgelerinde Kürt ağaları, evlenen Ermenilerin ilk gece hakkına sahiplerdi" şeklinde yaptığı açıklama nedeniyle 132 Kürt yazar ve araştırmacı, bir kınama bildirisi yayımlayarak Akçam'ı Kürtlerden ve Ermenilerden özür dilemeye çağırdılar ve tepkilerini şöyle gerekçelendirdiler:

● "Kürt ve Ermeni toplumlarının geleneğinde iddia edildiği gibi bir durum söz konusu bile olamaz. (...) İki halkın da uğradığı bunca haksızlık, mağduriyet varken; devasa sorunlar orta yerde duruyor iken, 'ilk gece hakkı' gibi absürd bir iddianın sansasyonel bir tarzla ortaya atılması anlaşılır bir durum değildir. Bu, her iki halka da hakarettir. Ayrıca Prof. Taner Akçam’ın üsttenci dilini ve bakışını reddediyoruz. Bu yaklaşım Türk resmi ideolojisinin sol tezahürüdür."

Sırf zülf-i yare dokundu diye bir bilimadamı, bir tarihçi bu şekilde susturulamaz, susturulmamalı. Halkların geçmişleriyle yüzleşmeleri zordur, işin burası (hiç değilse "siyaseten") anlaşılır bir durum, ama tarihsel olaylar için "böyle bir şey sözkonusu bile olamaz!" diye kestirip atılabilir mi? Tarih kınama bildirileriyle susturulabilir mi? "Türk resmi ideolojisinin sol tezahürü" gibi hamasi laflarla bir biliminsanını boyun eğdirmek amacıyla her yola tevessül edilebilir mi?
Tarih yalnızca düşman aleyhine kulanılacak tek yanlı bir "avadanlık" değildir.

[Taner Akçam 10 Mayıs 2021 tarihinde tüm suçlama ayrıntılı olarak yanıt verdi: https://www.yesayansalonu.com/akcamda...]

Katıl butonu için:    / @ducanecundiogluresmikanal  
https://felsefedersleri.com/