Inside Out English - 2 - İngilizce Dinleme Egzersizleri ve Günlük Konuşma Diyalogları

Inside Out English serisinde günlük konuşma İngilizcesini Amerikalılardan öğreniyoruz. Kendi arkadaşlarıyla nasıl konuşuyorlarsa, bu videolarda öyle konuşuyorlar. Yani burada sınav ingilizcesi değil de, gerçek İngilizce öğreniliyor.

--------------------------

👨‍🏫 Şu linki tıklayarak Günlük İngilizce kursuma kaydolabilirsiniz:

https://www.udemy.com/course/gunluk-a...

(Kaydolacaksanız lütfen linkimi tıklayarak kaydolun.)

--------------------------

💻 Cambly'de ana dili İngilizce olan bir öğretmenle ücretsiz deneme dersi yapmak için şu linke tıklayın (bir kod gerekirse, benim kodum ZACK): https://www.cambly.com/invite/ZACK?st...

--------------------------

📱 Elsa uygulamasını ücretsiz denemek için şuna tıklayın: http://bit.ly/ElsaxEnglishwithzack

--------------------------

🤝 Beni desteklemek için kanala katılın! (Otomatik olarak açılmazsa "Katıl" butonunu tıklayın):    / @englishwithzack1  

--------------------------

🌐 Discord sunucum:   / discord  

--------------------------

🎥 Bu dersler size hitap etmiyorsa, belki diğer serilerimden faydalanabilirsiniz:

➤ İngilizce gerçek hikayeler için:

   • Story Time  

➤ Günlük İngilizce Öğrenmek için:

   • Inside Out English  

➤ Türklerin Sıkça yaptığı hatalar ve doğruları:

   • Türklerin Sıkça Yaptığı İngilizce Hataları  

➤ Akademik İngilizce kelimeler öğrenmek için:

   • Akademik İngilizce Kelimeler  

➤ Akademik okuma egzersizleri için:

   • Reading With Zack  

--------------------------

✅ Sosyal medyada beni takip edin!

➤   / learnenglishwithzack  
➤   / learnenglishwithzack  

--------------------------

⌨️ Yorumlarda sorularınızı sorabilirsiniz! Bu kanalda başka ne görmek istiyorsunuz? Önerilerinizi yorumlarda yazabilirsiniz!

Videoda şu at which/in which/on which olayını anlatan bir sayfa bulup linkini buraya bırakacağımı söyledim. Fakat bu konuyu iyi anlatan bir sayfe bulamadım. Bu yüzden şimdi bir kaç örnek cümle (ve türkçe çevirilerini) vereceğim. Bu çeviriler Türkçede oluyor mu bilmiyorum, ama İngilizceyi anlamak için yeterli olur.

She had a dream in which she went to America.
Amerika'ya gittiği bir rüya gördü.

Teenagers goes through stages in which they get mad very easily.
Ergenler çok kolay öfkelendikleri dönemlerden geçer.

The meaning of a word is tied to the context in which it was used.
Bir kelimenin anlamı kullanıldığı bağlama bağlı.

Bu video dinleme pratiği için. Bu yüzden her hangi bir altyazı koymadım. Ama yazılışını öğrenmek istediğiniz yada defalarca kez dinledikten sonra yine dinleyerek anlayamadığınız şeyler olabilir. Bu yüzden videodaki konuşmada söylenenleri yazıyorum. Bu videodan faydalanmak istiyorsanız, bu yazılmış haline en son bakacaksınız. Yoksa dinleme değil okuma pratiği oluyor.

So when we're talking about the differences between Turkish and American culture, there's obviously a ton of things that we could talk about. But one of my favorite things to talk about when, when we're having this conversation is to bring up the Turkish word "naz." Right? So, "nazlanmak." You have things like that in Turkish. If you try to look up the English translation of the the word naz or nazlanmak, there's nothing there. We have...we don't have...there's no English equivalent of that word as far as I can think of. We don't have the word because we don't have the concept in American culture. So, if you ask me a question, if you say "Hey Zack, do you want this?" I'm going to say yes or I'm going to say no. If I want it, I'm going to say "Yes." If I don't want it, I'm going to say "No." There's never a point a which I say things like, "Ah, I want it, but I don't want to be rude. So, first let me, like, say that I don't want it and then he'll, like, insist, and then I'll be like 'Okay!'" That's, that's just not how my brain works. I had a friend come over one time and I was going to eat something. I was...I don't remember what it was. And I said, "Hey man..." I think it was pasta. It was some noodles or something. I said, "Hey man, I'm going to have a snack. Do you want some?" And he's like, "No bro, I'm good." And I said, "Hey. I'm American. I'm not asking again." And he goes, "Okay, I'll have some."