Türk Harf Devrimi

1928 Harf İnkılabı: Toplumsal Hafıza Kaybı mı, Aydınlanma mı?

1 Kasım 1928 tarihinde yürürlüğe giren Harf İnkılabı, Türkiye Cumhuriyeti'nin modernleşme yolundaki en köklü adımlarından biridir. Bu video özetinde, bu tarihi değişimin ardındaki temel gerekçeleri ve yarattığı derin tartışmaları inceliyoruz.

Reformun temel amaçları arasında, Türkçenin ses yapısını tam olarak yansıtamayan Arap harflerinden vazgeçerek okuma yazmayı kolaylaştırmak, okuryazarlık oranını yükseltmek ve Batı uygarlıklarıyla uyum sağlamak vardı. Nitekim okuryazarlık oranı, Harf Devrimi'nden önce (1927'de) yaklaşık %10,5 iken, 1935 sayımlarında %20,4'e yükselmiştir.

Uygulama sürecinde Mustafa Kemal Atatürk, "Başöğretmen" sıfatıyla yurt gezilerine çıktı ve yeni alfabeyi bizzat halka tanıttı. Bu kapsamda cehaleti ortadan kaldırmak amacıyla Millet Mektepleri kuruldu. Atatürk, komisyonun uzun geçiş süresi önerisini "Bu ya üç ayda olur ya da hiç olmaz" diyerek reddetmişti.

Ancak Harf İnkılabı, günümüze kadar uzanan şiddetli eleştirilere de konu oldu. Harran Üniversitesi Öğr. Üyesi Hasan Bardakçı, inkılabı "100 yıllık bir hafıza kaybı" olarak nitelendirmiş ve atalarımızla aramızdaki kökün kesildiğini, eski kaynakları okuyamaz hale geldiğimizi belirtmiştir. Eğitimci Yazar Mustafa Karadağlı ise Harf İnkılabını "Anadolu'nun hafızasına reset çekilmesi" olarak yorumlayarak, âlimlerin bir gecede cahil bırakıldığını ifade etmiştir.

Bu köklü değişimin Türkiye'nin eğitim ve kültürel mirası üzerindeki etkilerini, tüm bu farklı görüşleri detaylarıyla keşfetmek için videomuzu izleyin!