EMILY IN PARIS İNCELEME
Автор: POPCIRCUS
Загружено: 2022-12-21
Просмотров: 3585
#lilycollins #ruhumuzemilyo #diziinceleme
Netflix’in en tartışmalı dizilerinden biri olan Emily in Paris, 3.sezonu ile 21 Aralık’ta tekrar karşımızda.
Dizinin ilk sezonunun yakalandığı kötü eleştiri yağmuru, bu adamakıllı bir hikayesi bile olmayan orta sınıf romantik komediye inanılmaz bir seyirci çekip, sosyal medyayı da diziye bayılanlar ve nefret edenler olarak iki gruba ayırınca, Emily in Paris de gereksiz yere ve biraz da şans eseri bir fenomene dönüşmüş oldu.
Çıtır çerez diye tabir edilen eğlencelik yapımlara, seyircisine iyi vakit geçirtmekten başka bir derdi olmayan romantik komedilere ya da iyi anlatılan masalsı hikayelere itirazımız yok, hatta aralarında çok sevdiğimiz işler de var ama ‘’Emily in Paris’’ kesinlikle onlardan biri değil.
Dizinin ana söylemi, fransızları baget, kruvasan, şarap ve sigara ile beslenen, hedonist, tembel, kaba ve kibirli ölümlüler olarak tanımlarken, Amerikalılara da yine süper kahraman pelerini giydiriyor.
Diziye ismini de veren Emily, Chicago’da bir reklam ve halkla ilişkiler firmasında sosyal medya uzmanı olarak çalışıyor ve anlatılmaya değmeyecek bazı olaylar neticesinde de hiç hak etmediği halde firmanın Paris’teki kardeş şirketine 1 yıllığına transfer oluyor.
Fransızca bilmeden Paris’te iletişim alanında çalışmaya başlayan kahramanımızın her nasılsa işleri yolunda gidiyor ve onu küçümseyen patronuna ve alaycı iş arkadaşlarına rağmen Emily her türlü sorunun üstesinden gelerek yaptığı işte harikalar yaratıyor ve tabii süreçte herkes tarafından çok seviliyor.
Kahramanımızın özel hayatı da iş hayatından farksız. Kolayca şahane arkadaşlar edinen, ayrıca karşılaştığı ve nasılsa hepsi birbirinden yakışıklı ve süper ingilizce konuşan tüm Fransız erkeklerinin de ilgi odağı olan Emily
senaristlerin tüm çabalarına rağmen maalesef sevilecek bir karakter olmaktan çok uzak. Hatta itici ve nahoş. İş hayatında içine yeni girdiği şirket kültüründen bir şeyler öğrenmeye çalışmak yerine, etrafını kendisine benzetmeye çalışan, kibirli ve çok bilmiş bir karakter hanım kızımız.
Senaristler bize, tanımadığı bir dünyanın içinde bocalayan ama anlamaya ve öğrenmeye çalışan tatlı ve naif bir Emily yerine, hikaye gereği girdiği her çatışmadan zaferle ayrılan biraz şirret ve epeyce kendini beğenmiş bir yeniyetme servis ediyor nedense.
Aşk mevzularında durum daha da beter. Emily’nin kendisine nezaket ve samimiyet gösterip hem özel hem de iş hayatında destek veren yakın arkadaşı Camille’e olan yaklaşımı mesela efsane ötesi.
Camille’nin hem Gabriel adındaki sevgilisi, hem de reşit bile olmayan erkek kardeşi ile yatıyor kızımız iyi mi ? Ama hakkını yemeyelim, her iki konuda da sonradan yalan yanlış bir vicdan azabı çekiyor. E tabii seyirciyi o kadar da mağdur etmemek lazım.
Ha iyi anlatılan hikayelerde ki gibi Emily de kötü başlayıp ciddi bir değişim geçirerek daha iyi birine dönüşse durum başka olurdu tabii… Kim iyi bir kişisel gelişim hikayesi sevmez ki? Ama Emily hanım dizinin ilk sezonuna nasıl başlıyorsa öyle de bitiriyor.
Özetle ilgi çekici bir hikayesi, yatırım yapıp empati kurabileceğiniz karakterleri ya da sizi eğlendirecek dialogları bile olmayan, kötü yazılmış bir ilk sezon bu.
Gelelim ikinci sezona.
Biz de herkes gibi, dizinin yaratıcı yapımcıları, ilk sezonun aldığı inanılmaz kötü eleştirilerden ders çıkarır ve ikinci sezonda durumu kurtarırlar diye düşünmüştük ama sonuç pek beklediğimiz gibi olmadı. Hadi haklarını o kadar da yemeyelim. Denemişler denemesine ama pek de becerememişler. İlk sezondan kesinlikle daha iyi ama yine son derece vasat bir iş var karşımızda. İlk sezonda yıktıklarını tamir etmeye çalışmaktan, özgün ve düzgün bir hikaye yazamamışlar maalesef.
İkinci sezon, ilk sezonun bıraktığı yerden başlıyor ve kahramanımız yakın arkadaşı Camille’nin sevgilisi Gabriel ile birlikte olduğu için kendisini bulduğu aşk üçgeninin içinde bütün sezon debelenip duruyor.
Evet Emily hala çok sorunlu bir baş karakter ama bazı yan karakter anlatımlarında ilk sezondan sonra düzelen şeyler de yok değil.
Ama ikinci sezonun en büyük sorunu, komedi unsuru zannıyla yine ve yeniden klişelere yaslanması.
İkinci sezonun bütün olay örgüsü Emily’nin Gabriel ve Camille’yi tekrar bir araya getirme çabaları etrafında dönüyor.
Emily, Gabriel’in yine ve yeniden Camille ile birlikte olduğunu öğreniyor ve ne yazık ki bu durum da dizinin anlamsız hikayesinin üçüncü bir sezonla devam etmesine imkan sağlıyor.
Aslında anlatması kolay, izlenmesi çok zevkli, çıtır çerez bir iş olması gereken Emily in Paris gibi bir proje nasıl oluyor da bu kadar tartışmalı ve vasat bir işe dönüyor sorusuna cevap verebilecek merci tabii ki zamanın ruhunu yakalamakta zorlanan endüstri dinazorlarından Daren Star ve ekibi.
Bize düşense üçüncü sezonda işler düzelir belki diye umut etmek.
Neyse, izleyip görelim ama bizim beklentilerimiz hiç de yüksek değil doğrusu.
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео mp4
-
Информация по загрузке: