Zıpkınla Trofe Liça-Akya Avı Lichia Amia
Автор: Doğadaki İzler
Загружено: 2024-12-05
Просмотров: 1076
Harika bir yaz günüydü uzun zamandır hayal ettiğimiz ve teknemize kavuşmuş, artık istediğimiz meralara dalış yapabilecektik. Ben Cesur, Hakan, Tuncay ve Şaban-Tuncay ile kuzen 4 kişi çıkmıştık şafak sökmeden Çanakkale Boğazının akıntılı sularında yol almaya. Keyifler yerinde heyecan yüksek sohbet ederek yavaş yavaş isteğimiz meraya ulaştık. Bu meraya daha önce sadece 1 kez dalmıştık, çok meşhur ve bir o kadar zor yerdi. Zaten genel olarak boğazda avlanmak akıntılardan dolayı bir hayli zor.
Tuncay ı alaca karanlıkta en baş noktaya bıraktık, ardından kuzeni, daha sonra ben suya atladım. Avlandığımız bölge baştan sona 2 - 2.5 km lik bir kıyı hattıydı, bir anda derinleşen taşlık ve bol akıntılı. Hako sağ olsun o gün bize botçuluk yaptı.
Av başlamıştı güneş birazdan doğacaktı suya girer girmez nabzım değişti bir yandan heyecanımı kontrol edip ava adapte olmaya çalışırken diğer yandan gördüğüm balıkları bir an önce avlamak istiyordum. Çupraları görünce diğer tüm balıkları silip attım. Tüm dikkatimi çupralara vermiş iyi bir birey avlamak için denemelere başlamıştım birkaç agaşon tekniği uyguladım ve ilk avlarımı aldım bir levrek ve bir sargoz. Ancak bu beni mutlu etmedi hedefim çupraydı ve üstelik 2 tane de ıska yapmıştım. Derken bir sonraki denemelerde zıpkın lastiğim boğma yerinden çıkıverdi. Av benim için erken bitmişti… kısa süre sonra kuzen Şaban ın da akıntıyla hızlıca bana doğru geldiğini gördüm normalde böyle olmamalıydı daha sakin ve yavaş hareketlerle merada bulunmalıydı. Bir aksilik olabileceğini düşündüm ve onu karşıladım. Tahminimde yanılmadım maalesef kendisi de benim gibi şanssız bir başlangıç yapmış ve kelebeği koparmıştı. Vurduğu balıklar şişten kolayca kurtulup gitmişti. Suda kısa bir sohbetin ardından tekneye doğru devam ettik ve hakoyla buluştuk. Sohbet ederken Tuncayı da beklemeye başladık ancak mera uzundu ve biz çok erken çıkmıştık dolayısıyla Tuncayı beklemek yerine ona doğru gitmeye karar verdik. Biraz sonra onunla buluşmuştuk gayet güzel balıklar avlamış çupraları dizgiye geçirmişti. Öğlene kadar oyalanırız dediğimiz meradan 10 gibi uzaklaşmaya başladık.
Boğaz hattını bilmiyoruz, akıntılar var, rüzgar başladı derken epey zaman sonra dönüş yolundaki başka bir noktaya bakmaya karar verdik fakat sadece Tuncay ın zıpkını sağlamdı. Yine de atladık suya. Kuzen ben yüzeceğim dedi o zaman ver tüfeğini ben de birkaç atış yapayım dedim yeni bir tüfek denemek tecrübe kazanmak için. Bu arada Tuncay daha konsantre şekilde ava başlamıştı. Aramızda yaklaşık 20 metre vardı bir birimizi gözeterek agaşonlar deniyorduk o benden daha açıktaydı. Kısa süre sonra agaşondan çıkıp kafamı kaldırınca tuncayın çırpınarak bağırdığını ve gelmemi istediğini gördüm hızlıca paletlerimi vurdum ve hemen yanına ulaştım. Başta tedirgindim kramp vb. bir sorun olabileceği aklıma geldi ancak Tuncay ın tecrübesi ve vücut dilinden öyle olmadığını anladım. Yaklaşınca Liça mı yoksa iri bir levrek mi diye sordum. Liça dedi… O anda hayallerimize kavuşmaya az kalmıştı. Ve anın tadını çıkarmaya çalışırken bir yandan da görevi sonuçlandırmaya çalışıyordum. Tuncay normalde yardımsız alabileceği bir balığı çok kötü yerinden vurmuş ve o sebeple ikinci atış için beni çağırmıştı.
Sen ipi gergin tut ben gidip ikinci atışı yapacağım dedim ve hızlıca yüzdüm ipi takip edip. Liçayı gördükten sonra palet vuruşlarım yavaşladı zıpını önüme aldım ve atışı yapmak üzereydim ancak kelebek olmadığı aklıma geldi ve sıradan bir atış olmaması gerektiğine karar verip tam beynine bir atış planladım. Tüy gibi süzülürken liça nın da enerjisinin çok azaldığını anladım fazla hareket edemiyor galsama açıp kapatıyordu. Zıpkın şişini yaklaşık 2 karışa yaklaştırıp tahmini beyin noktasında stabil kalmaya çalışırken bir anda harekete geçti ve o anda elim tetiği ezmiş bulundu ve trajikomik bir an yaşandı ölmek üzere olan balığı vuramamıştım :D hemen zıpkını suya bırakıp bacağımdaki bıçağı çıkardım. Bir yandan balığı zapt etmeye çalışırken diğer yandan bıçağı bir an önce saplamak istiyordum. Bu mücadele esnasında Tuncay da yanıma gelmişti ve ben kuyruğu kontrol etmeye çalışırken kapatmış olduğu galsamasını bir an açınca Tuncay hemen kolunu soktu ve ardından ben de bıçağı beynine saplamıştım. Artık mücadele bitmişti. Balık daha fazla yırtmadan ve kurtulmadan av sonuçlanmıştı. İnanılmaz şeyler yaşıyorduk çok yoğun ve çeşitli duygulardı. Tuncay da kamera olmadığı için bu anı çekemedik ve tabi kuzenin zıpkında da kamera yoktu… o sebeple devamında keyfini çıkarırken yakaladığımız görüntüleri sizlerle paylaşmak istedik. O gün öyle bir gündü ki tekne ile ilk av, hayalini kurduğumuz bir mera, aksilikler, karetta karetta derken liçaya kavuştuk dakikalarca suda keyfini yaşadık ona dokunduk, öptük, sarıldık çocuklar gibi şendik 30 larımızda.
Çeddarlı Akya Şiş Izgara…
Yaşadığımız en güzel günlerden biriydin.
Zıpkınla Trofe Liça-Akya Avı Lichia Amia
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео mp4
-
Информация по загрузке: