HALİT ERGENÇ | Kapılardan Kovuldu, Paspas Yaptı Şimdi Zirvede. Hapis Talebinde Karar. Tutuklandı mı?

Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın:
   / @megastory42  
#meryemuzerli #muhteşemyüzyıl #halitergenç #bergüzarkorel #sondakika #haber #gündem #güncel #magazin #ayşebarım #tolgasarıtaş
"Muhteşem Yüzyıl" ile yalnızca Türkiye’de değil, dünyada da tanınan bir oyuncuya dönüşen Halit Ergenç'in hikayesi, aslında şaşaalı değil; zorlu ve mücadele dolu bir geçmişin izlerini taşıyor.Halit ergenç 30 Nisan 1970 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi, Babası ünlü müzisyen ve oyuncu Sait Ergenç annesi ise İnci Aliye Hanımdı. Henüz çocukken huzursuz ve çatışmalarla dolu bir ev ortamında büyüdü. Okula başladığı yıl anne ve babası boşandı. Babası daha sonra ikinci bir evlilik yaptı, ancak Halit her zaman annesine daha yakın oldu. GQ dergisine verdiği bir röportajda o dönemi şu sözlerle aktardı:“Annemle babamın ilişkisi toz pembe değildi. İlkokula girdiğim sene ayrıldılar ama o zamana kadar evin içinde çok fırtınalı bir durum vardı. Babam bir vardı, bir yoktu. Aralarında bir karı-koca ilişkisi yoktu, sadece kavga… Kaçış hissiyatı o yaşlarda kanıma işlemişti. Stresten kurtulma arzusu öyle baskındı ki… Annem beni Etiler'de bisiklet sürüyor sanırken, ben çoktan Florya'da ablamın evine gitmiş olurdum.”Ortaöğrenimini Beşiktaş Atatürk Lisesi’nde tamamladı. Sosyal etkinlikleri güçlü olan bu okulda müziğe ilgi duydu. Lisenin son iki senesinde, solistliğini yaptığı okul orkestrasıyla Milliyet'in düzenlediği liseler arası müzik yarışmasına katıldı. Müzikal sahnelerde yer almak en büyük hayaliydi. Ancak muhtemelen babasına bir tepki olarak üniversite tercihini farklı yaptı: İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi.Ancak bu alanın kendisine göre olmadığını kısa sürede anladı. İkinci yıldan itibaren derslere girmemeye başladı ve kimseye haber vermeden okulu bıraktı. Ardından hayallerinin peşinden gitmeye karar verdi. Mimar Sinan, Bilkent ve İstanbul Üniversitesi’nin opera bölümü sınavlarına girdi. Başarılı oldu fakat bu kez de operacı olmak istemediğini fark etti. Müzikal bölümüne geçerek dans dersleri almaya başladı.105 kilo olduğu dönemde başladığı dans sayesinde hem kilolarını verdi hem de hocasının teşvikiyle daha az deneyimli öğrencilere ders vererek para kazanmaya başladı. Bu süreçte Leman Sam ve Ajda Pekkan gibi usta isimlerin vokalistliğini yaptı.Oyunculuğa ilk adımı Haldun Dormen sayesinde attı. Önce Şarkılar Susarsa müzikali, ardından ilk tiyatro oyunu Sevgilime Göz Kulak Ol, son olarak Kral ve Ben müzikaliyle sahneye çıktı. 1993 yılında “Beni Bu Dizide Unut” dizisiyle televizyon kariyerine adım attı. Vokalistlik, dansçılık, oyunculuk… Sahneye dair ne varsa denedi ve başarıyla üstesinden geldi.Haldun Dormen’le birlikte Amerika’ya gittiğinde, “Bir gün buraya geri döneceğim,” diyordu. “Dedem Gofret ve Ben” dizisinden kazandığı parayla, oyunculuğunu ve dil becerisini geliştirmek amacıyla ABD’ye taşındı. Orada bir kitapta okuduğu “Evinizde otururken kimse sizi keşfedemez” cümlesiyle harekete geçti. Çok sayıda deneme çekimine katıldı.Hatta Aslan Kral animasyonu için yapılan bir seslendirme ilanında “siyahi ses sanatçısı aranıyor” notuna rağmen başvurdu. Yapımcılar “Bir siyahi arıyoruz,” dediklerinde bile “Olsun, bir deneyin,” diyerek geri adım atmadı.GQ röportajında o dönemi şöyle anlattı:“Deneme çekimlerine hazırlanıp gitmiştim. İki gün kapıda yattım. En sonunda ‘Anlamıyor musun kardeşim, istemiyoruz,’ deyip kapıdan kovdular. Orada bu mesleğin ne kadar zor olduğunu gördüm.”30 yaşında Amerika’ya giden Halit Ergenç, burada çeşitli zorluklar yaşadı. Kalmakta ısrarcıydı ama aynı zamanda orada yaşlanamayacağını düşünüyordu. Hatta meslek değiştirmeyi bile düşündü. Aşçılık ve masaj terapistliği eğitimlerini araştırmaya başladı. Bir röportajında bu dönüm noktasını şöyle ifade etti:“Meslek değiştirmeye karar vermiştim. Aşçılık ve masaj terapi okullarına bakıyordum. O sırada Türkiye’den bir teklif geldi. Param kalmamıştı. Bir yandan çocuk tiyatrosunda sahneye çıkıyor, diğer yandan müzikal fuayelerinde barmenlik yapıyordum. İçeride Aslan Kral müzikali oynarken, ben dışarıda içki dağıtıyordum. Trajik bir durumdu benim için.”Türkiye’den gelen teklif, “Batı Yakasının Hikâyesi” adlı müzikalin Türkçeleştirilmiş versiyonu olan “Doğu Yakasının Hikâyesi” adlı üç aylık bir projeydi. Teklifi kabul etti. Asıl amacı para biriktirip Amerika’ya dönmekti. Eşyalarını Amerika’daki arkadaşında bırakıp küçük bir valizle İstanbul’a döndü.Dönüşünü şu sözlerle anlatmıştı:“Uçaktan indim, köprüden geçerken denize baktım. Sanki bir anahtar göğüs kafesimi açtı, içimden yukarıya güvercinler uçtu. İnanılmaz bir histi.”
Ancak proje iptal edildi. Yetkililer “Dönüş biletini aldık, merak etme,” dediklerinde Halit, “Bir hafta daha kalayım, özlemişim,” demişti. O bilet hala orada duruyor.Artık Türkiye’ye kesin dönüş yapmıştı. 2002 yılında tiyatro sahnelerinden tamamen uzaklaştı.
#arasbulutiynemli #film #dizi