Seyreyle Güzel - Loudingirra Özdemir (Chernihiv, Ukrayna)
Автор: Loudingirra Özdemir
Загружено: 2018-10-10
Просмотров: 76536
100 ÜLKEDE 100 TÜRKÜ ÇIĞIRMAK
IN 100 COUNTRIES 100 SONGS
Burası, sokaklarını turlarken bile sık sık Maryna'ya dönüp, " Bu şehrin ismi neydi, yine unuttum?" diye ismini aklımda tutamadığım, Ukrayna'nın kuzeyinde yer alan, dörtbir yanı yemyeşil parklarla çevrili, sevimli, küçük bir şehir. Üç gün önce soğuk bir akşam üzeri buraya vardığımda beni karşılamaya gelen Maryna:
"Ne işin var burada, birilerinden mi kaçıyorsun?" dedi.
"Seni böyle düşünmeye iten sebep nedir?" dedim.
"Bu mevsimde çok nadir turist uğrar buraya, hatta yazın bile bu sayı fazla değildir." dedi.
"Yalnız ben bir turist değilim, tam zamanlı bir gezginim."
"Tam zamanlı gezgin olmanın, yazlık kıyafetlerle kuzey ülkelerini dolaşmak anlamına geldiğini umarım ima etmiyorsun!"
Güldüm. Bu konuşmalar aramızda geçerken son otobüsü kaçırdığımız için Maryna'nın büyükannesi ve erkek kardeşiyle birlikte yaşadığı evine yürüyorduk. Şehir merkezinden epeyce uzaklaşmıştık, sokak lambalarının yerinde artık ayazlı gecenin yıldızları vardı. İkimiz de üşüyorduk ama güneşli bir bahar gününde gezintiye çıkmış gibiydik. Bir köy evinde, yine böyle ayazlı bir gecede, tuvaletine sıkışan o çocuğun, avlunun en uzak köşesindeki tuvalet barakasına koştuğu sırada gökyüzündeki yıldızlara gözlerinin takılıp yere kapaklandığı an aklıma düştü. Yine anıların dehlizine çekiliyordum; oysa hiç zamanı değildi. Bir an önce iç dünyamdan dışarı çıkmalıyım, diye aklımdan geçirdim. Çok geçmeden kendimi yine SSBC döneminden kalma donuk mimarili yapıların sağlı sollu sıralandığı toprak kaldırımlı sokaklarda Maryna'nın, meraklı sorularına cevap yetiştirmeye çalışırken buldum. Sık sık karşılaştığım yüzeysel, can sıkıcı sorulardı. Güç bela dönebildiğim dış dünyanın pek iç açıcı olmadığını görmek, yıldızların altında, kapaklandığı yerden doğrulmaya çalışan o çocuğun yanına geri dönmek için bulunmaz bir fırsattı.
"Sen, annemin bana seslendiğinde kulağımda tılsımlı bir melodiye dönüşen adımı değişterecek kadar geçmişine yabancılaşan bir gezgin bozuntususun. Hangi yüzle bana elini uzatıyorsun?"
Sağ elinin ayasından bileklerine doğru akan kana aldırış etmeden bana sarfettiği bu sözler Türkçe değildi.
"Sen hangi dilde konuşuyorsun be çocuk?"
"Senin anadilinle konuşuyorum!"
Bu cevap karşısında, boğazım düğümlendi. Ben kimdim, bilincimin boyutlarına nüfuz eden bu karmaşa neyin nesiydi? Maryna'nın ısrarlı soruları, beni tekrar iç dünyamdan kapı dışarı etmişti. Bu duruma canım sıkıldı. Ne diye bu kadar çok soru soruyordu? Konuyu değiştirdim:
"Carl Sagan: 'Hepimiz yıldız tozuyuz.' der." dedim ve elimle bir yıldızı işaret ederek: "Beni tepemde asılı duran o noktadan ayırıp sonra da aynı noktayı algılayacak bir bilinçle donatan mekanizmanın gizemi, canımı acıtıyor, biliyor musun?"
Sesim titriyordu, gözlerim doldu ve soğuktan sık sık akan burnumu çekiyordum. Maryna, bir saat önce tanıştığı kara kafalı kıvırcık adamın bu hali karşısında nasıl tepki vereceğini şaşırmıştı. Uzun bir sessizlik oldu. Şimdi etrafta gecenin sessizliğini bozan, yalnız ayakkabılarımızın toprak kaldırımda çıkarttığı seslerdi. Bu durum ne kadar sürdü bilmiyorum. Yanımdakinden cılız bir ses duydum:
"Sanırım sorduğum bütün soruların cevabını aldım."
Sesin geldiği sol yanıma kafamı çevirdiğimde, sessizliğin nedeni, buğulanmış iki tane elâ göz duruyordu.
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео mp4
-
Информация по загрузке: