"THE YÖNETMEN" STANLEY KUBRICK | BÖLÜM 1

#kubrickkimdir #stanleykubrick #kubrickhakkında
👇🏼👇🏼👇🏼👇🏼👇🏼DAHA FAZLASI İÇİN👇🏼👇🏼👇🏼👇🏼👇🏼

ABONE OLUN 👉👉👉👉👉👉 https://bit.ly/2J35PwO

ÜYE OLUN 👉👉👉👉👉👉 https://bit.ly/3pTr6tH

KUBRICK TİŞÖRTLER 👉👉👉👉👉👉 https://www.bilmemenayip.com/search?t...

HER DAİM KLASİKLER 👉👉👉👉👉👉 https://bit.ly/398zOP5

OYUNCULAR 👉👉👉👉👉👉 https://bit.ly/35W5ghc

YÖNETMENLER 👉👉👉👉👉👉 https://bit.ly/3kXKORF

FİLM LİSTESİ 👉👉👉👉👉👉 https://bit.ly/3q4zHtU




Orkan Varan - Hazırlayan & Sunan
Ege Göksu - Yazan
Erhan Özkantarcı - Yönetmen & Yapımcı
Utkan Başar - Görsel Tasarım & Yapımcı






















Bugünkü bölüm de the yönetmeni ele alıyoruz. Üzerine yapılan binlerce spekülasyon, çekilen onlarca belgesel, yazılan yüzlerce tez/makaleye karşın, kendisi son derece sade bir hayat yaşadı.

1951den 1999da neredeyse yarım asır boyunca yönetmenlik yapıp, 3’ü kısa yalnızca 16 film çekmişti.

Hatta kendi isteğiyle giriştiği yalnızca 8 film var diyebiliriz.

Ortalama üç buçuk-dört senede bir film yapmış. ve özgün senaryosu hiç olamamış.

Edebi eserleri uyarlayarak film yapmış.

Ve bunların hepsi bugün kült filmler arasına girmiş..

Bu adamı bu kadar özel yapan, bu kadar az filmlik kariyeri boyunca bilim kurgu, savaş, korku, gerilim, komedi, dram ve biyografi alanlarında filmler üretebilmiş olmasının sırları neler?

Biz bir tane söyleyelim: filmlerini izleyen seyircinin bunların birer Kubrick filmi olduğunu daha ilk sahneden anlayabilmeleri diyebiliriz.

Hem de bu basit bir göstergeden ibaret değil.

Yani aa şunu ilk sahneden şunu gördüm bu bir kubrick filmi yeeaa diyemezsiniz.

Ama bir his vardır ki, kubrick filmi başladığında hissedersiniz.

Aha! Dersiniz.

Gelin, her sinema severin önüne onlarca kez çıkan, fakat neden sinema dünyasının göbeğinde olduğunu birçoğumuzun pek de bilemediği adamı inceleyelim.

Üzerine yazan yazarlardan birinin tanımlaması ile Türlerin Pandikleyicisi: Stanley Kubrick.
ni kendin yapmıyorsun diye sorduğumda, son derece rahat bir biçimde bana döndü ve ilgimi çekmiyor dedi.

Hayatı boyunca çalışkanlık ve titizlikle obsesif bir ilişkisi olacak bu adamın okulda arkadaşından ödev kopyalaması olacak iş değildi.

belli ki kendine çizeceği bir yol vardı.

Sonunda tutkuları fotoğraf ile su yüzüne çıkmıştı.

evlerinde filmleri banyo edebilecekleri bir karanlık odaları vardı. babası fotoğrafla ilgileniyordu.

Bu karanlık odada, muhtemelen yüzlerce saat denemeler yapan kubrick ileride “sinematografide mükemmeli arayan obsesif yönetmen” olarak tanımlanacaktı.

Fotoğraf işini meslek haline dönüştürmek yine lise yıllarında kafasına yerleşti.

Özellikle kendi mahalellesi Bronx’ta okul çıkışları fotoğraf çekerdi.

Bir gün, yine evinden çıktı ve sokakta gezerken bir şeylerin farklı olduğunu sezdi.

Sokaklarda sonsuz bir sessizlik ve hüzün dolanıyordu.

Her zaman uğradığı caddenin kenarındaki gazetecinin önünden geçerken, büfecinin yüzündeki mutsuzluğu ölümsüzleştirmek istedi.

Deklanşöre bastığı anda, aslında önündeki yarım asırlık kariyerin, tam da o an başladığının farkında değildi.

O gün ABD tarihinde üst üste en çok seçilen belki de en sevilen başkan, Franklin Roosevelt ölmüştü.

Bu çektiği fotoğraf ise Look dergisi tarafından satın alındı ve Kubrick’in profesyonel hayatı başlamış oldu.

Daha 16 yaşındaydı.

Okul bittiğinde de yine Look dergisi tarafından işe alındı. Artık ilgisini çeken bir şeylerle uğraşmaya başlamıştı.

Look için fotoğraflar çekmeye başladı.

Şu fotoğrafa bi bakalım: kubrick bu fotoğraftan 11 yılsonra sağdaki sinemada oynayan “He Walked by Night” filminin yönetmeni Anthony Mann başka bir projede sorun yaşayacak, filmi kubrick’e devredecekti.

O gün kubrick’e gidip sen 11 yıl sonra fotoğraftaki yönetmene tercih edilecek kadar yeteneklisin diyebilseydik, büyük ihtimalle bize sakince bakar ve haklı olabilirsiniz derdi.

fotoğrafçıyken sevdiği işi yapıyordu.

Bir yandan gittiği filmlerden etkileniyor ve aslında sinema yapmak istediğini düşünüyordu.

İşi gereği fazlasıyla insanla tanışıyor ve mekan geziyordu.

Bir noktada kendini sinema sektörüne kabul ettirmek için birden fazla kısa film yapması gerektiğini kavradı. takvimler 1951 yılını gösteriyordu.

Fotoğrafını çekmek için yanına gittiği boksör Walter Cartier ile “Day of the Fight” isimli ilk kısa belgeselini yaptı.