Hazreti Üstazımız Ebu'l- Fâruk SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN (ks) Hazretlerinin Sohbeti ve Duâsı - 1956

Hazreti Üstazımız Ebu'l- Fâruk SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN (ks) Efendi Hazretlerinin Sohbeti ve Duâsı - 1956

Bugün biraz, evvelinde derslerimiz şey oldu, şimdi düzeldi ama bende biraz yoruldum. Kusura bakmayın. Yalnız bir şey hediye vereyim. Dikkat! Evinizden çıktığınız zaman, unutmayın! Çok recâ ederim. “Lâ ilâhe İllallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Lehü'l-mülkü velehü'l-hamdü yuhyî ve yümît. Vehüve hayyün lâ yemûtü biyedihi'l-hayr. Ve hüve 'alâ külli şey'in kadîr” hepinizin bildiği, dikkat edin! Resülullah efendimiz hazretleri bunun hakkında buyurduğuna bütün hadîs haşîyeleri, muhaşşîleri telâşa düşmüşler. Ne azîm bu! Şimdi yavrum, bak; bu “Lâ ilâhe İllallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Lehü'l-mülkü velehü'l-hamdü yuhyî ve yümît. Vehüve hayyün lâ yemûtü biyedihi'l-hayr. Ve hüve 'alâ külli şey'in kadîr” Buhari-i şerifte, Müslim-i şerifte bütün muhaddisler hepsi hayrân kalıyorlar bunu acabâ Resülullah. Elfe elfi hasenât, elfe elfi seyyiâttan mahiv, elfe elfi deracât. Milyon demek. Elfe elf’in türkçe tercümesi milyon! Milyonlarlan sevap, milyonlarlan derece, milyonlarlan afıv… acabâ bunu Resülullah niçin böyle söyledi diye, herkes, bütün müfessirler yani hadîs müfessirleri, haşîyecileri şarhçıları hayrân olmuşlar. Nihayet şuur’una kâil olmuşlar. Bunu evinden çıktığın zaman okumak, insanlar çarşûyu pazarda. Dikkat et!... çarşûyu pazarda çok fecî ve fenâ hâlleri müşahade edecek ve bunlardan günahlara sahip olacak, bu günahları gidermek içün şefâat-ı uzmâ koymuş Resülullah. En azîm şefâatlerden bir şefâat. Çocuğunuza çoluğunuza öğretiniz efendiler! Deyiniz ki: “Bunu okuyunuz… Lâ ilâhe İllallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Lehü'l-mülkü velehü'l-hamdü yuhyî ve yümît. Vehüve hayyün lâ yemûtü biyedihi'l-hayr. Ve hüve 'alâ külli şey'in kadîr” O günkü akşam evine dönünceye kadar olan, kazandığın gözlerinden, kulaklarından, ellerinden, ayaklarından kazandıklarının hepsini Allah-ü Zülcelâl hazretleri affedeceğini beyân buyuruyor. Öyleyse buna dikkat etmek hepimiz içün lazımdır. Bir… İkincisi… Maalesef, Resülullah efendimizin hadîsiylen amel etmediği içün insanlar çok hastalıklara müptelâ oluyor. Birinci budur ki; mesela insan gerek küçük zarûretini def etmek içün, gerek büyük zarûretini def etmek içün, çıktıktan sonra bizzat “Elhamdü lillahillezî ezhebe ‘anne’l-ezâ” bunu okumak, bunu okumazsan yarın efendim başlar, tıkanır. Ee ne olacak? Efendim prostat oldu, şu oldu, bu oldu. Bunların hepsinin sebebi Resülullah efendimiz hazretlerinin haber verdiği bunu okumuyorlar kardaşlarım! Çok recâ ederim! Yüz numaradan çıktığın zaman: “Elhamdü lillahillezî…” o Allah’a hamd olsun ki… “Ezhebe ‘anne’l-ezâ” benden, ezâyı def etti, “Ve âfânî min zâlik”. Bunu biribirlerinizden yazınız ezberleyin. Bir daha “Elhamdü lillahillezî ezhebe ‘anne’l-ezâ ve âfânî min zâlik”. Prostat’ta görmezsin, şu derdi de görmezsin, bu derdi de görmezsin. Canın yanar, yahu Allah’a bir hamd et, neden bu, acabâ niçin? Bunda da bütün muhaşşîler hayrân kalmışlar, acabâ bunda bu kadar? Cenâb-ı hak, şu vücuda 384 tane. 85 değil, 83 değil, melâike bunların iki tanesi, iki tanesi senin, def-i zarûretin için iki tanesini tahsis etmiş. Bunlar tenezzülen bunu kabûl ettiği içün. Dikkat et! Tenezzülen bunu kabûl ettiği içün en yüksek rütbe vermiş Hazreti Allah. Ben geçen sefer doktora bunu söyledikten sonra kalktı bana aynen: “Aman’în ne esrârı ilahî bu Resülullahın hadîsi (diye) ben bunun için (dedi) bir kitap yapacağım” dedi. Dinle bak şimdi, bir daha söylüyorum. En yüksek, en büyük rütbe melâikesi bizim zarûretlerimizin def-i içün, memûr olduklarından dolayı, Hazreti Allah onlara en büyük rütbe vermiş. (…)’de bedeninde zarûretlerimizin def-i içün bu Allah’a şükretmek, hamd etmek lazım mı? değil mi? Söyleyin bana. “Elhamdü lillahillezî ezhebe ‘anne’l-ezâ” bu kadar bile okusan, “Ve âfânî min zâlik” olursa… ama “Elhamdü lillahillezî” Ey ulu Allah’ım, sana hamd olsun ki “Ezhebe ‘anne’l-ezâ” bizim vücudumuzda fazla olan ezâları izâle eden yok eden, “Ve âfânî min zâlik” bizi bundan avf eden Allah’a hamd olsun. Yâ rabbe’l alemîn, bunları okuyamasalarda, şu derste oturdukları içün bu okunanları onların defterine yaz da ilhâk eyle yâ rabbi… Bu şereften onları mahrum eyleme yâ rabbi. Cümlemizi âfiyette, cümlemizi sıhhatte dâim eylesin Cenâb-ı hak. Buyrun bir fatiha üç ihlâs-ı şerîf, üstazlarımızın, babalarımızın, dedelerimizin bütün ecdâdımızın cümlesinin ruhlerine hediyye olmak üzere bir fatiha… Fatiha evvel okunur efendiler! İhlâs-ı şerif sonra okunur. Biz mumnûn olduk, (…) getirdi ve bu suretle (…) babalarımızı, dedelerimizi bütün ecdadımızı afv-ı ilahîsine mazhâr buyursun Cenâb-ı hak. Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim…

https://t.me/kemalkacartunali


#suleymanhilmitunahan
#kemalkacar