YILBAŞI AĞACI SÜSLEMEKTE NE VAR Kİ?
Автор: Doç.Dr. Muhammet Fatih Canbaz
Загружено: 2025-12-10
Просмотров: 309
YILBAŞINDA AĞAÇ SÜSLEMEKTE NE VAR Kİ?
Bu şuurdan yoksun ifadeyi serdeden kişiye meselenin İslami açıdan nerede durduğunu açıkça ifade edelim. Umulur ki faydalanır.
Yeni yıl ağacı süslemek basit, renkli, eğlenceli bir eylem gibi sunulur hatta yıllardır Hollywood tarafından Aralık’ta sinema filmleri ile pompalanır. Ne var bunda değil mi? Renkli cıvıl cıvıl bir zaman dilimi. Seküler veya dinden uzak biri açısından bu soru kendi içinde anlamsızdır.
Ancak, İslam’da mesele dış görünüşten veya eğlenceden ibaret değildir. Bir davranışın neye benzediği, nereden geldiği, neyi temsil ettiği ve kime ait olduğu önem taşır. Çünkü Peygamber Efendimiz (sav), ümmetinin başka din ve milletlerin özelliklerini bilinçsizce taklit etmesini çok açık ve keskin ifadelerle yasaklamıştır. “Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır” hadisi bu konuda temel ölçüdür. Burada benzemekten kasıt, sadece inanış değil, semboller, özel günler, kültürel pratikler ve kimlik göstergeleri üzerinden taklittir. Noel ağacı ya da bugün adına “yılbaşı ağacı” denilen süsleme, kökeni itibariyle Hristiyan bir geleneğin sembolüdür. Bunu “iki süs taktık diye dinden çıkmıyoruz” diyerek basite indirmek, meseleyi anlamamak ve şuursuzca hareket etmektir. İslam’da kimlik; inancında sabit kadem ve hayatta farklı duruşile korunur. Bu yüzden Resûlullah (sav), “Müşriklere muhalefet edin; bıyıkları kısaltıp sakalları uzatın”, “Yahudiler saçlarını boyamaz, siz farklı olun”, “Yahudilere benzememek için ayakkabılarla namaz kılın” gibi sahih hadislerle Müslüman toplumu net bir biçimde başka din mensuplarından ayırmıştır. Bunlar ibadetin özüne direkt bağlı olmayan konular gibi görünse bile, kimlik bilincini oluşturma açısından çok önemlidir.
Kur’an da bu konuda Müslümanın dikkatini canlı tutar: “Yahudiler ve Hristiyanlar, sen onların dinlerine uymadıkça asla senden razı olmazlar” (Bakara 120) ayeti, Müslümanın kendisine ait değerlerini koruması gerektiğini vurgular.
Peygamberimiz “Sizden öncekilerin yolunu adım adım takip edeceksiniz; onlar bir kertenkele deliğine girse siz de gireceksiniz” buyurduğunda, sahabe “Yahudi ve Hristiyanlar mı?” diye sormuş, Resûlullah (sav) “Başka kim olabilir ki?” diyerek buna işaret etmiştir. Bugün yılbaşı ağacı süslemek, Hristiyanlığın Noel geleneği ile birebir bağlantılıdır. “Biz Noel kutlamıyoruz, 1 Ocak kutluyoruz” demek işin ruhunu değiştirmez, sadece kültürel bir taklidi isim değiştirerek meşrulaştırma çabasıdır. Aynı zamanda bir şark kurnazlığıdır. Çünkü bu tipolojinin dini bayramlarda aynı heyecanı taşımadığı, hatta o günleri genellikle tatil fırsatına çevirdiği açıkça görülür. Bu durumda mesele ne dinle ilgilidir, ne samimiyetle… O halde sormak gerekir: Neden sadece Hristiyan geleneğiyle ilişkili semboller size bu kadar “renkli” ve “sevimli” geliyor?
Konumuza geri dönelim. Çocuklara ve gençlere bu süsler, ışıklar, şapkalar normalleştirildiğinde, onların gözünde Hristiyan kültürünün en belirgin sembollerinden biri sıradan, eğlenceli, güzel hale gelir. Bu da kimlik aşınmasına sebebiyet verir.
İnsanda büyük kırılmalar bir anda meydana gelmez. Çoğu zaman “masum görünen küçük taklitlerle” başlar. “Dinden çıkmıyoruz ki” sözü, kimliğin nasıl yıprandığını fark etmeyen bir düşüncenin tezahürüdür. Basiret ve feraset yoksunluğudur. Bir Müslüman, başka kültürün bayramına dair sembolleri evine sokamaz, bunu eğlenceye dönüştüremez, “amaç kötü değil” diyerek hafife alamaz. Çünkü mesele niyet kadar, benzemekle oluşan sembolik ilişki meselesidir. Bu yüzden yılbaşı ağacı süslemek, “biraz renk katmak”tan ibaret değildir. Başka bir inancın ritüelini kendi hayatına taşımaktır. Bu bilinçsizlik, şuursuz bir zihin halidir ve İslam’ın uyardığı şey de tam olarak budur.
Dinden çıkar mısınız? Varın siz düşünün gerisini… Vesselam
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео mp4
-
Информация по загрузке: