TAŞERON İŞÇİLERİN HAKLARI NELERDİR ASIL İŞVEREN İLE ALT İŞVEREN SÖZLEŞMESİ NASIL OLMALIDIR
Автор: Abdurrahman KONYAR
Загружено: 2025-03-15
Просмотров: 730
Asıl işveren ile alt işverenin kendi aralarında yaptıkları sözleşmeler, işçiyi bağlamaz. İşçi, bu arada dava açtığı zaman her iki işverene karşı birlikte dava açabilir ve haklarını alabilir.
İşverenler ise, kendi aralarında yaptıkları sözleşme hükümlerine göre birbirlerine rücu edebilirler.
Bir diğer önemli husus ise şudur: İşçi dava açtığında, eğer asıl işveren belediye şirketi olsa bile davaya dahil edilmezse, dava reddedilebilir. Bu nedenle, asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulurken, asıl işverenin kıdem tazminatı, yıllık izin ve ücretli izin gibi yükümlülükleri kendi bünyesinde tuttuğuna dair hükümlere yer verilmelidir.
Çünkü uygulamada, bazı alt işverenler işçiyi bir şekilde işten çıkartmakta ya da eksik çalıştırarak asıl işverenden tahsil edilen kıdem tazminatı, yıllık izin ve diğer işçilik alacaklarını kendilerine hak sağlayabilirler
Bu nedenle, asıl işverenin yapacağı sözleşmede, alt işverenin eksik eleman çalıştırması ya da fazla fatura kesmesi gibi durumlara karşı cezai şart koyması ve teminat alması gerekir.
Eğer bu tedbirler alınırsa, şirketin büyük, kurumsal ya da tanınmış bir firma olup olmamasının bir önemi kalmaz. Hangi şirket olursa olsun, bu şartları yerine getiriyorsa gerçekten “büyük ve kurumsal” sayılabilir.
.......................................................................................................................................
Türkiye'nin her yerinde tazminat haklarınız için bize ulaşabilirsiniz sosyal medya hesaplarımızı takip edip birçok bilgilere sahip olabilirsiniz
Özel güvenlik görevleri e-devlet üzerinde 581 Güvenlik Görevleri koruma İş Sendikamıza üye olmanızı bekliyoruz
Abdurrahman KONYAR
İş hukuku ve İşçi Hakları
581 Güvenlik Koruma İş Sendikası
Genel başkanı
Telefon ve WhatsApp 0850 380 00 04
/ abdurrahman_konyar
https://x.com/ogghaklari
https://www.ogghaklari.com
https://guvenlikkorumais.org.tr
..........................................................................................................
Alt işverenlik, işverene işyerindeki mal veya hizmet üretimini bir başka işverenin işçileri aracılığıyla gerçekleştirme esnekliği sağlar.
Ülkemizde alt işverenliğin tarihsel gelişimine bakıldığında, ilk düzenlemenin 08.06.1936 tarih ve 3008 sayılı İş Kanunu ile yapıldığı görülmektedir. Bu Kanun’da, asıl işverenlerden iş alan kimseler için “üçüncü şahıs” kavramına yer verilmiştir.
Sonrasında, 25.01.1950 tarih ve 5518 sayılı Kanun ile 3008 sayılı Kanun değiştirilerek; işçiye karşı sorumluluğun müşterek ve müteselsil olduğu düzenlenmiş, asıl işverenden iş alan kişiler “aracı” olarak nitelendirilmiştir.
25.08.1971 tarih ve 1475 sayılı İş Kanunu’nda ise alt işverenler “diğer işveren” olarak nitelendirilmiş; asıl işverenin sorumluluğuna gidilebilmesi için işçinin, münhasıran asıl işverenden alınan işte çalışması şartı aranmıştır.
2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu ile alt işverenlik ilişkisi hem ilişkinin kötüye kullanımının engellenmesi hem de ilişkiye işlevsellik kazandırılması amacıyla karşılaşılan sorunlar ve yargı kararları doğrultusunda yeniden düzenlenmiştir. Çünkü asıl işveren-alt işveren ilişkisi uygulamada yaygın biçimde işçileri sendikal örgütlenmeden yoksun bırakmayı ve ucuz emek sağlamayı amaçlayan bir araç olarak kullanılmıştır. Aslında iş hukukunda, işin, asıl işveren tarafından yapılması kural, alt işverene verilmesi ise istisnadır.
Ancak uygulamada alt işverenlik önce asıl işlere yardımcı işlerde (bahçe, temizlik, yemek, güvenlik, bakım ve onarım, taşıma) başlamış, giderek asıl işlerin yürütülmesine kadar kapsamı genişletilmiştir. Alt işverenlik uygulamada adeta alternatif bir istihdam modeli haline getirilmiştir.
ALT İŞVERENİN TANIMI VE ALT İŞVEREN İLİŞKİSİNİN KURULABİLMESİNİN KOŞULLARI
Gerek 3008, gerekse 931 ve 1475 sayılı İş Kanunları alt işveren kavramının tanımını yapmak yerine “birlikte sorumluluk” ilkesini ön plana çıkarmıştır. Ancak, 4857 sayılı İş Kanunu, alt işverenliği önceki tanımlamalardan daha geniş ve net olarak düzenlemiştir. Buna göre alt işverenlik; ”Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal ve hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer bir işverendir” biçiminde tanımlanırken, asıl işveren ile diğer işveren (alt işveren) arasında kurulan ilişki de “asıl işveren-alt işveren ilişkisi” olarak tanımlanmıştır (İşK m.2/6).
Kanuni düzenlemeden asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kendisi de fiilen işçi çalıştıran ve belirli bir teknik amaca, mal ve/veya hizmet üretimine yönelen bir işverenin (asıl işveren) işyerinde iş alan ve işçilerini münhasıran burada çalıştıran diğer işveren (alt işveren) arasında kurulacağı anlaşılmakta: bu ilişkinin asıl işin bir bölümünde yapılacak işlerle işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimiyle ilgili yardımcı işlerde mümkün olabileceği tasrih edilmektedir
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео mp4
-
Информация по загрузке: