Sezai Karakoç – Masal
Автор: Furkan Özdemir
Загружено: 2025-05-20
Просмотров: 21060
“Farkında mısın, hayat gidiyor elimizden.“
Kaybolan parçaları ararız her köşe başında. Bir öğleden sonra oturduğumuz parktaki banklarda, yaşadığımızı sanırız usulca. Misafiriz bu hayatta, gölgemizi düşürürüz ama biliriz ki çok sürmeyecek. Bu dünyanın ömrü kadar bile sürmeyecek. Sonunda herkes gelip geçecek ve insan yine yalnız kalacak. Ellerimiz, içimizdeki sızıları toplayıp gözlerimize sürecek. Soğuk bir yastığa baş koyduğumuzda, sabaha ancak gecenin derinliklerinden geçerek ulaşabileceğiz.
●●●
Karakoç, sadece bir şair değil, aynı zamanda çağının ve coğrafyasının tüm sancılarını ilmek ilmek işleyen bir mütefekkir, bir dava adamıdır. En sevdiğim şairdir ve şiir kitaplarını kitaplığımdan eksik etmem. Üniversite yıllarımda Köşe şiirini beğenir ve hâlâ da en beğendiğim şiirdir Sezai Karakoç'un Köşe şiiri. Maalesef popüler edebiyatın içini boşalttığı Mona Roza şiirinin manası ne kadar derin olsa da hikayesi bu şiirin önüne geçmiştir. Belki de o şiirlerin hakikatini anlamamız için yazıldı...
Şiirin ilk bölümü, babanın Batı'ya yolladığı oğullarının hazin sonunu anlatır. Birinci oğul, Batı'nın şatafatına aldanır. İkinci oğul, Batı'da aşkı arar, güzellikle karşılaşır ama Batı'nın uçurumu aralarına girer ve o da "onulmaz çılgınlıkların avucunda" kaybolur. Üçüncü oğul, Batı'nın maddiyatına teslim olur. Açlık çeker, ezilir ama sonunda bir mağazada iş bulur, şef olur, patron olur. Ancak ruhundaki uşaklık, maddiyatın esareti onu sarıp sarmalar. Kardeşlerini, babasını, özünü unutur. Dördüncü oğul, Batı'nın bilgisine, bilimine yönelir. Kendi oymak ve ülkesini, görenek ve ülküsünü "günü geçmiş bir uygarlığa" yorar. Kendisi bulmuştur gerçek uygarlığı! Ama bu da bir aldanıştır. Beşinci oğul, bir şairdir. Batı'nın ruhunu sezmiş, trajik şiirler tasarlamıştır. Ama o da "kum gibi eridi gitti yollarda." Altıncı oğul, Batı'nın tatlı zehirli sularına, içkilerine alışır, dağılır, "karanlıklara karışır." Ve nihayet yedinci oğul... Tüm bu acıların, yıkımların ardından bir umut filizlenir. Ağaçlara baka baka, tabiatın sırrına ererek büyüyen bu oğul yarı beline kadar girdiği çukurda haykırır: "Gömülmek istiyorum buraya hiç değişmeden / Doğulu olarak ölmek istiyorum ben." Bu, Karakoç'un Diriliş düşüncesinin, özüne bağlı kalma, değişmeden direnebilme idealinin en güçlü yansımasıdır.
Şiirin sözlerini yoruma sabitliyorum.
Şair: Sezai Karakoç
Yorum: Furkan Özdemir
Müzik: Bir Bulut Olsam Film Müziği
/ hisseyab
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео mp4
-
Информация по загрузке: