BİLİNÇ-MEDİTASYON-HİPNOZ-UYKU-RÜYA-MADDE BAĞIMLILIĞI
Автор: Nurhan Köroğlu
Загружено: 2021-02-11
Просмотров: 723
#evokul #psikoloji #felsefe #sosyoloji #eğitimhane
BİLİNÇ
Bilinç, insanın içinde yaşadığı çevresi, yaşadıkları ve kendi varlığı üzerinde bilgi sahibi olma yeteneğidir. İnsanın kendisinden ve çevresinden haberdar olması hâlidir.
Psikanalizin kurucusu Sigmund Freud, zihni bir buz dağına benzetmişti. Freud'a göre psikolojik olayları açıklamada tek başına bilinç yeterli değildir. İnsan davranışlarında asıl bilinçaltı etkilidir. Ana hatlarıyla bilinç ve bilinçaltı olarak betimlediği farklı bilinç aşamalarını buz dağının suyun altında ve üstünde kalan bölümleriyle bağdaştırmıştı. Freud’a göre bilincin büyük bir bölümünü korkuların, bencilce ihtiyaçların, utanç verici deneyimlerin, ahlak dışı dürtülerin yer aldığı bilinçaltı oluşturuyordu. Freud, bilinç ve bilinçaltı dışında bir de ön bilinçten söz ediyordu. Ön bilincimizde, o anda bilincinde olmasak da hemen bilince taşıyabileceğimiz anılar ve dünya bilgileri bulunuyordu (örneğin, güneşin turuncumsu-sarı bir renkte olduğunu bilmemiz gibi).
.1. Normal Bilinç Durumları
İnsanın çevresini tanıması ve davranışlarını ona göre şekillendirmesi bilinç sayesinde gerçekleşir. Normal bilinç durumu, bireyin kendi duyumlarının, uyarıcıların, kendi kararlarının, düşüncelerinin farkında olduğu uyanıklık durumudur.
Normal bilincin aktif ve pasif bilinç olmak üzere iki çeşidi vardır. Pasif bilinç normal uyanık olma hâlini ifade eder. Aktif bilinç ise aşırı ve dikkatli uyanıklılığı içine alır. Bireyin dikkati belirli noktalarda yoğunlaşır.
Çevremizdeki uyaranların bilincine varıp onlara karşı beklenen tepkileri verebilmemiz için öncelikle uyanık olmamız gerekir. Bu nedenle de kişinin bilincinin açık olması, çoğu zaman uyanık olmasıyla bağdaştırılır. Birey, normal bilinç durumunda;
Dikkatli ve uyanık hâldedir.
Çevresindeki uyarıcıları algılayabilir.
Uyarıcıları bilgiye dönüştürebilir.
.2. Farklı Bilinç Durumları
Normal bilinç durumu dışında uyku, rüya, meditasyon, hipnoz farklı bilinç durumlarıdır.
1. Uyku ve Rüyalar
Uykunun hafif uykudan derin uykuya kadar çeşitli aşamaları vardır. Bu evrelerde beynin biyoelektrik kayıtlarının farklı dalga boylarında oldukları görülmüştür. Uyku hâlinde bilinç pasif değil, aktiftir. Kimi psikologlara göre rüyalar, günlük yaşantıları yansıtır. Çeşitli meslek gruplarından birçok kişinin rüyaları incelenmiş bunların meslek ve çevreyle yakın ilişkisi olduğu görülmüştür.
Biyolojik saat, biyolojik ritim (bioritim)
Bioritim zaman algısıyla ilgilidir, organizmanın zaman sürelerini algılayabilme özelliğidir. Büyüme, uyku-uyanıklık döngüsü, biyolojik ritimleri ve döngüleri düzenleyen biyolojik bir iç zamanlama mekanizmasıdır. İnsan uykunun değişen ritmine uyum sağlar ve çoğu durumda saate bakmadan, zamanı doğru tahmin edilebilir. Biyolojik saat, organizmanın içinde bulunduğu çevreye uygun bir biçimde çalışır.
Uykunun bilinen yapısı
Uyku, bilincin fizyolojik olarak çözülmesi, yorulan organizmaların dinlenmeye geçmesidir. Uykuya geçildiğinde ilk önce derin bir uyku sonra REM dönemi daha sonra NREM ve REM birbirini izler. Derin uyku yaklaşık bir saat sürer. REM uykusunda beyin uyarılmış gibi aktiftir ama organizma dış dünyaya kapalıdır. Uyku sırasında organizmanın tepkileri yavaşlar, tüm sistemler otomatik olarak yeniden düzenlenir. Beyin, uykuda da çalışmasına devam eder. Uyanıkken öğrendiklerini ayrıştırır, gruplar, depolar. Uyku, organizmanın dinlenmesini sağlar.
Uykunun birinci evresi sadece birkaç dakika sürer. Kişi bu evrede kolayca uyandırılabilir ve uyanınca uyumuş olduğunun farkında olmayabilir. İkinci ve üçüncü evreler yavaş yavaş derinleşen uyku olarak tanımlanır. Bu evrede kişinin uyandırılması zordur ve kişi ses ya da ışık gibi uyaranlara pek tepki vermez. Kalp atış hızı, kan basıncı ve vücut ısısı düşmeye devam eder. Uykunun dördüncü evresinde, kalp atış hızı, solunum, kan basıncı ve vücut ısısı en alt düzeye iner. Uykuya daldıktan yaklaşık bir saat sonra kişi uykunun 4. evresinden 3, 2 ve tekrar 1. evresine doğru geri döner.
Uykunun ilk evresinde beyin dalgaları yavaşlar, kaslar gevşer ve göz hareketleri durur. Bu süre içerisinde kalp hızı yavaşlar, kan basıncı ve vücut ısısı düşer. Vücutta tam bir gevşeme olur. Bu evre REM uykusu olarak tanımlanır.
REM döneminde, uyku hafiftir. Sinir sisteminin aktivitesi artar. REM uykusu dışındaki NREM denen ve bilincin tamamen kaybolduğu derin uykuda dahi beyin hücreleri çalışmaya devam eder. Rüyaların büyük bir bölümü REM uykusunda görülür. Her 90 dakikada bir oluşan REM uykusu sırasında beyinde yüksek bir hareketlenme olur. Göz kasları dışındaki istemli kaslarda felç benzeri bir gevşeme meydana gelir. Kaslardaki bu geçici felç durumunun, rüyalar sırasında vücudu beklenmedik hareketlerden ve kazalardan korumak için olduğu düşünülmektedir.
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео mp4
-
Информация по загрузке: