YUNUS EMRE | Dergâhına 40 Yıl Sırtında Odun Taşıyan, Utancından Karısına El Süremeyen Bir Derviş |
Автор: MegaStory
Загружено: 2025-06-17
Просмотров: 365
Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın:
/ @megastory42
#keşfet #trend #gündem #türkiye #youtubetürkiye #yenivideo #viral #izlenme #like #aboneol #tavsiyeyoutube #videonunözü #türkçe #tavsiyeedilenler #önerilenvideolar
Yunus Emre (Osmanlıca: يونس امره ya da Kul Yunus, Âşık Yunus veya Yunus)[a] (1240-1320), Anadolu sahasında yetişmiş Türk şair ve mutasavvıf.[3] 13. yüzyılın son yarısı ve 14. yüzyılın başlarında yaşamış Türkmen bir derviş olan Yunus Emre, Anadolu'da Türkçe şiirin öncüsüdür.[3][4][5] Tarihî şahsiyeti hakkındaki bilgiler yetersizdir ve hatta birbirini yalanlayıcı niteliktedir; ayrıca menkıbevi unsurlarla da karışmıştır.[3] Yunus Emre hakkında biyografik bilgi veren velayetnameler ile manzum şiirler dışında temel kaynak bulunmamaktadır.[2]
Yunus Emre, 1240 yılında Sarıköy'de doğmuştur.[6] Şiirlerindeki bilgilerden evli ve İsmail adında bir oğlunun olduğu anlaşılmaktadır.[7] Her ne kadar ümmi olduğu söylense de tasavvuf yoluna girmeden önce iyi bir medrese eğitimi almış olması olağandır. İyi derecede Farsça, Arapça bilmektedir. Bazı beyitlerinden Maraş, Kayseri, Tebriz, Nahcıvan, Yukarı Azerbaycan, güneyde Bağdat ve Şam'ı dolaştığı anlaşılmaktadır.
Tapduk Emre, Yunus Emre'nin mürşididir; Yunus, divanının 17 ayrı beytinde bunu dile getirmiştir. Tapduk Emre, Yunus Emre'yi Nallıhan'daki zaviyesinde yetiştirmiştir.[8]
Yunus Emre, resmî yazışma ve edebiyat dilinin Farsça olduğu, ilmî eserlerin Arapça yazıldığı bir dönemde yetişmiş bir geçiş dönemi şairidir.[9] Bu yüzden eserlerinde yerine göre Türkçe, Arapça, Farsça sözler kullanmış, hatta bazen üç dilden de sözcükler kullanmıştır.[10] Yunus, 13. yüzyılda Anadolu sahasında Oğuz Türklerinin konuşup yazdığı yazı dilinin en önemli temsilcisidir. Eski Anadolu Türkçesi de denilen bu şivenin oluşumunda; kullandığı kelime ve ifade kalıpları, mecazlar ve terimlerle Türkçenin edebîleşmesi yolunda bir dönüm noktası olmuştur.[11] Şiirlerini genel olarak hece ölçüsüyle yazmakla birlikte, hece ölçüsüne uyan aruz vezinleriyle de şiir söylemiştir. Tek heceli dil olan Türkçe ile aruz vezni uyum sağlamadığından ister istemez aruz hataları oluşmuştur. Kimi zor kavramları Türkçe kelimelerle rahatlıkla ifade edebilen Yunus Emre, bu özelliğiyle kendisinden sonra yetişecek şairlerin öncüsü olmuştur.[9] Yaşadığı asırda başlattığı millî tarz, takipçileriyle gelişerek sürmüştür.[2]
Yunus Emre'nin Risâletü'n-Nushiyye adlı tasavvufi bir mesnevisi ile Dîvân'ı Türkiye Türkçesinin en önemli metinleri olarak kabul görmektedir.[12] Mısralarında kendisini "Şairler kocası" veya "Âşık Kocası" ibareleriyle tanıtan Yunus Emre, yaklaşık 1320 yılında, 82 yaşında ölmüştür. Ancak, nereye defnedildiği kesin olarak bilinmemektedir. Yunus'tan bahseden çeşitli kaynaklar, mezarının Sarıköy'de olduğunu söylemektedir
Menkıbeleri Hacı Bektaş Veli Velayetnamesi'ne ve sonraki tarihî eserlere girecek kadar büyük bir ün kazanan Yunus Emre'nin hayatı hakkında kesin olarak bir şey söylenemez.[15] Doğum yeri hakkında rivayetlere dayanan görüşlerse tutarsızdır. Kimi araştırmacılara göre doğum yeri Sarıköy kimi araştırmacılara göre ise Karaman'dır.[15] Yunus ve mürşidi Tapduk Emre, Sakarya havzasında yaşamıştır. Bu nedenle Yunus'un Sarıköy'lü olduğu düşüncesi genel kanı hâline gelmiştir.[16][17] Fuat Köprülü, Yunus hakkında Bektaşi geleneğinde anlatılan rivayetleri kabul etmiş, "13. yüzyılın son yarısında Sivrihisar civarında, yahut Bolu sınırı içindeki Sakarya Suyu civarındaki köylerden birinde yetişmiş bir Türkmen köylüsü" olduğunu dile getirmiştir.[18] Abdülbaki Gölpınarlı'nın belirttiğine göre, Yunus'un tahsil hayatı Konya'da geçmiştir. Hayatı boyunca yolunu ve inancını yaymak için gezmiş, ihtiyarlık çağını ise doğduğu Sarıköy'de geçirmiştir.[6] Netice itibarıyla Yunus, Orta Anadolu'da Sakarya Nehri çevresinde bir yerde doğmuş ve Nallıhan'a yakın Emrem Sultan'daki zaviyede Tapduk Emre Dergâhı'nda yaşamıştır. Hacı Bektaş Veli Velayetnamesi'nde, Hacı Bektaş'ın "nefes"ini kabul etmeyen Yunus'un "ehlim var, ayalim var, bana buğday gerek" sözünden hareketle evlendiği ve çocukları olduğu söylenebilir.[20][21] Başbakanlık Arşivi'nde 871 sayılı Konya Defteri'ndeki 1518 tarihli bir belgede ise Yunus'un İsmail adında bir oğlundan söz edilir.[15][21][22] Yunus'un bir şiirinde, "Bunda dahi verdin bize oğul u kız çift ü helâl/ Andan dahi geçdi arzum benim âhım didâr için" demesi de evli ve çocuklu olduğuna işarettir.[21]
Yunus Emre'nin ümmi oluşu hakkındaki rivayet; bazı şiirlerinde, bilgiyi k deyişiyle: "Zamanında Anadolu'da hâkim olan tasavvuf felsefesini Celâlettin Rumi'den hiçbir surette aşağı sayılamayacak bir manevi kabiliyet ile kavrayan ve onu emsalsiz bir kudretle en basit şekiller altında ifadeye muvaffak olan bu adam, 'harfleri heceleyemeyecek kadar ümmi' olamazdı."[23] Yunus'un iyi bir eğitim aldığı; Arapça, Farsça, tefsir, hadis, İslam tarihi ve diğer İslam ilimlerini okuduğu şiirlerinden anlaşılmaktadır
#biyografi #ünlühayatları #hayatöyküsü
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео mp4
-
Информация по загрузке: