NEDEN GELİŞMİŞ BİR ÜLKE OLAMIYORUZ?
Автор: Tuygan Çalıkoğlu
Загружено: 2025-08-07
Просмотров: 248
Bilim insanları, IQ olarak adlandırılan bilişsel zekâ katsayısı ile refah düzeyi arasındaki ilişkiye dikkat çekiyorlar.100’den fazla ülkede yaptıkları, IQ ölçümlerine dayanan araştırmaları; ülkelerin ortalama IQ’ları ile kişi başına düşen GSMH arasında bir bağ olduğunu gösteriyor. Yani, ülkelerin geri kalma nedeni, o ülke insanlarının kalkınmış ülke insanlarından daha düşük zekaya sahip olmaları. Gerilik zekaya, zekâ da genetiğe bağlı olduğundan, geri kalmış ülkelerin, gelişmiş ülkeleri yakalaması beklenemez. Türkiye’nin IQ düzeyi Avrupa’dan, Afrika’nın IQ düzeyi ise Türkiye’den düşük. Zekâ
düzeyini belirleyen, başta sağlık olmak üzere, pek çok unsur var. Büyüme koşulları ve beslenme kalitesinin zekaya etkisi yüksek. Ancak Türkiye’de açlık sorunu yok, öyle parazitlerin yol açtığı hastalıklar da yaygın değil. Dolayısıyla “bilişsel zekâ” düzeyi, gelişmiş bir ülke olmak için temel
belirleyici olarak kabul edilemez. Gelişme için gerekli unsurlardan bir başkası, “finansal sermaye”. Savaşın mağlupları olan Japonya, Almanya ve İtalya’nın savaş savaş sonrası çıkan görüntülerine bakarsak, Türkiye’den daha iyi olduklarını söylemek zor. Savaştan 15- 20 yıl sonra bu ülkelerin
ulaştıkları gelişmişlik düzeyi bize, finansal sermayenin de temel belirleyici olmadığını söylüyor. “İnsan sermayesinin” ekonomik gelişmeyle çok yakın bir ilişkisi var. Türkiye eğitim kalitesi ile uluslararası sıralamalarda en alt sıralarda yer alıyor. Bu doğru, ancak Rusya insan sermayesi olarak Almanya’nın önünde yer alırken, yarattığı GSMH değeri açısından Almanya’nın neredeyse yarısı. Sonuç olarak insan sermayesi de gelişmiş bir ülke olmak için tek başına yeterli değil. Başka bir unsur olan “sosyal
sermayenin” varlığı ülkelerin gelişimizde temel belirleyici olarak kabul görüyor. Nedir sosyal sermaye? En kısa tanımıyla, toplumların sahip oldukları normlar ve ağlar. Toplumun ve onu oluşturan bireylerin
birbirlerine olan güven düzeyini; yazılı olan ya da olmayan, her türlü toplumsal davranış ve kurallardan oluşan normları ifade ediyor. İş birliği için gerekli olan güven, karşılıklı anlayış ve davranışlar ise, sosyal sermayenin o toplumda var olduğunun göstergesi. Yolsuzluk, kural tanımama, mafyalaşma, dinsel istismar ve her türlü taciz, sosyal sermayenin yokluğunda ortaya çıkıyor. Hiç kimseye güvenmeme, bu süreçte tavan yapıyor. Başta siyasal partiler olmak üzere, her türlü
organizasyonda, her düzeyde yöneticilerin hangi ölçütlerle belirlendiğine bakalım; Birisine “yakın” olmak, hatta onun “adamı” olmak ve ondan “işaret” beklemek, genel kabul gören kazanma stratejileri. Sahip olduğunuz niteliklerden çok; birisinin sizi kendine “yakın” görmesi, yani size “bizden” demesi, önemli. Türkiye’nin gelişememe sorununu çözebilmek için, yaşadığımız her olaydaki neden- sonuç ilişkisini kurabilmemiz gerek. Bu ihtiyacı anlamadan gelişmiş bir ülke olmamızı beklemek gerçekçi değil.
Videoyu beğendiyseniz; bu videonun geniş kitlelere iletilebilmesi için, lütfen YouTube Tuygan Çalıkoğlu sayfasına abone olunuz, beğen tuşuna basınız, yorum yapınız ve paylaşınız. Teşekkürler.
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео mp4
-
Информация по загрузке: