(21) 13.Mektup/1 | Hz Üstadın esaret zindanlarından Barla sürgününe uzanan çileli hayatı.
Автор: Av. Ali Kurt ile Risale Dersleri
Загружено: 2021-06-21
Просмотров: 5914
21 Mektubat 1. Kısım 13. Mektup, birinci sual Sayfa 35-36. (Hayrat Neşriyat Osmanlıca Orijinal Nüsha)
Bediüzzaman kimdir?
Bulunduğu dönemde siyasi yapıya aldığı tavır nasıldır?
Hali ve istirahatini nasıl değerlendiriyor?
AYRICA
Hz. Ademin Cennetten ihracı insanlar için merhamet mi? zulüm mü? Av. Ali KURT(19)
• (19) 12.Mektup/1 | Hz Âdem’in cennetten çı...
Şeytanlar ve Şer Olan Şeyler Ne İçin Yaratıldı? Ne Maslahatları Var? Av. Ali KURT(20)
• (20) 12.Mektup/2 | Şeytanların ve şerlerin...
Bediüzzaman Neden Hediye Almazdı. Av. Ali KURT(6)
• (6) 2.Mektup | Bediüzzaman Hazretleri nede...
ON ÜÇÜNCÜ MEKTUB
بِاسْمِه۪ وَاِنْ مِنْ شَئٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪
اَلسَّلَامُ عَلٰي مَنِ اتَّبَعَ الْهُدٰي وَالْمَلَامُ عَلٰي مَنِ اتَّبَعَ الْهَوٰي
Azîz kardeşlerim, Hâl ve istirâhatimi ve vesîka için adem-i mürâcaatımı ve hâl-i âlem siyâsetine karşı lâkaydlığımı pek çok soruyorsunuz. Şu suâlleriniz çok tekerrür ettiğinden, hem ma‘nen de benden sorulduğundan, şu “Üç Suâle” Yeni Said değil, belki Eski Said lisânıyla cevab vermeye mecbûr oldum.
Birinci Suâliniz: İstirahatin nasıl? Hâlin nedir? Elcevab: Cenâb-ı Erhamü’r-râhimîn’e yüz bin şükür ediyorum ki, ehl-i dünyânın bana ettiği envâ‘-ı zulmü, envâ‘-ı rahmete çevirdi. Şöyle ki: Siyâseti terk ve dünyadan tecerrüd ederek bir dağın mağarasında âhireti düşünmekte iken, ehl-i dünyâ zulmen beni oradan çıkarıp nefyettiler. Hâlik-ı Rahîm ve Hakîm, o nefyi bana bir rahmete çevirdi. Emniyetsiz ve ihlâsı bozacak esbâba ma‘rûz o dağdaki inzivâyı, emniyetli, ihlâslı, Barla Dağları’ndaki halvete çevirdi. Rusya’da esârette iken niyet ettim ve niyâz ettim ki, âhir ömrümde bir mağaraya çekileyim. Erhamü’r-râhimîn bana Barla’yı, o mağara yaptı. Mağara fâidesini verdi. Fakat sıkıntılı mağara zahmetini zaîf vücûduma yüklemedi. Yalnız Barla’da, iki-üç adamda bir vehhâmlık vardı. O vehhâmlık sebebiyle bana eziyet verildi. Hatta o dostlarım, güya istirâhatimi düşünüyorlar. Halbuki o vehhâmlık sebebiyle hem kalbime, hem Kur’ân’ın hizmetine zarar verdiler.
Hem ehl-i dünyâ bütün menfîlere vesîka verdiği ve cânîleri hapisten çıkarıp affettikleri halde, bana zulüm olarak vermediler. Benim Rabb-i Rahîmim, beni Kur’ân’ın hizmetinde ziyâde istihdâm etmek ve Sözler nâmıyla envâr-ı Kur’âniyeyi bana fazla yazdırmak için, dağdağasız bir sûrette beni şu gurbette bırakıp, bir büyük merhamete çevirdi. Hem ehl-i dünyâ dünyalarına karışabilecek bütün nüfûzlu ve kuvvetli rüesâları ve şeyhleri, kasabalarda ve
şehirlerde bırakıp akrabalarıyla beraber herkesle görüşmeye izin verdikleri halde, beni zulmen tecrîd etti. Bir köye gönderdi. Hiç akraba ve hemşehrilerimi, bir-iki tanesi müstesnâ olmak üzere, yanıma gelmeye izin vermedi. Benim Hâlik-ı Rahîmim, o tecrîdi benim hakkımda bir azîm rahmete çevirdi. Zihnimi sâfî bırakıp, gıll u gıştan âzâde olarak Kur’ân-ı Hakîm’in feyzini, olduğu gibi almaya vesîle etti. Hem ehl-i dünyâ bidâyette iki sene zarfında iki âdî mektub yazdığımı çok gördü. Hatta şimdi bile on veya yirmi günde veya bir ayda bir-iki misafirin sırf âhiret için yanıma gelmesini hoş görmediler. Bana zulmettiler. Benim Rabb-i Rahîmim ve Hâlik-ı Hakîmim, o zulmü bana merhamete çevirdi ki, doksan sene ma‘nevî bir ömrü kazandıracak şu şuhûr-u selâsede, beni bir halvet-i mergūbeye ve bir uzlet-i makbûleye koymaya çevirdi. اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ عَلٰي كُلِّ حَالٍ İşte, hâl ve istirâhatim böyle.
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео mp4
-
Информация по загрузке: