Yedi Yıl - Peter Stamm // konuk Regaip Minareci // Deniz Yüce Başarır ile Ben Okurum
Автор: Deniz Yüce Başarır
Загружено: 2025-08-24
Просмотров: 912
Tablo gibiydi Alexander’ın karısı Sonya. Güzel, eğitimli, akıllı ve saygın… Mimar bir çift onlar. Birlikte kurdukları bir şirketleri, bir kızları, birlikte kurdukları mükemmele yakın bir hayatları var. Peter Stamm’ın 2009’da kaleme aldığı, dilimize 2017 yılında çevrilen Yedi Yıl adlı romanının başında karşımıza çıkan, böyle bir tablo işte. Ama bu tablonun gerçek yüzünü görmemiz uzun sürmüyor. Tablodaki çatlakları, boyaların bazı yerlerde nasıl akıp, birbirine karıştığını, uzaktan bir şaheser gibi görünen resim yapılırken, hangi küçük detayların birer gizli hata gibi içine sızdığını çok geçmeden fark etmeye başlıyoruz.
• Ben Okurum
Münih’te öğrenciyken tanışıyorlar Sonya ve Alexander. Önce arkadaş oluyorlar. Aynı zamanlarda ikisi de sevgililerinden ayrılınca, arkadaşlıkları nerdeyse sağlam bir dostluk halini alıyor. Sonya Alexander’ı diğer sevgili adaylarına göre daha potansiyelli buluyor, Alexander ise onu seçkin, zor ele geçirilir, güzel ama mesafeli… Onlar bu arkadaşlığın ötesine geçip, sevgili olabilir miyiz diye zaman zaman kendilerine sorarlarken, Alexander Iwona adlı Polonya göçmeni bir genç kadınla tanışıyor. Önce hiç ilginç bulmadığı, hatta hoşlanmadığı bu silik olarak tanımlanabilecek kadının çekim alanına giriyor yavaş yavaş.
Iwona ile işler böyle yürürken, Sonya ile, biraz da Iwona’dan uzaklaşmak için çıktığı bir Marsilya gezisinde ilişkisi farklı bir boyut kazanır Alexander’ın. Mesafelidir ama bir gönül ilişkisidir yaşadıkları. Her ne kadar Alexander, Sonya staj için yeniden Marsilya’ya gidince yalnız hissettiğinde dönüp dolaşıp, kendini Iwona’nın tutuk kollarında bulsa da bu gizli ilişki için suçluluk duymaz hatta kendini Sonya’ya hiç olmadığı kadar bağlı ve onunla ilişkisinde daha da rahat hissetmektedir. Sonu evliliğe varacaktır bu ilişkinin çünkü onlar uyumlu bir tablo oluşturmaktadırlar.
Evet bir aşk üçgenini anlatıyor temelde Yedi Yıl. Baş kahramanı Alexander’ın sesinden dinliyoruz ve yavaş yavaş çözüyoruz bu üçgenin gizemlerini. Ama Peter Stamm’ın o soğukkanlı ve duru anlatımıyla bize bir aşk üçgeninden çok daha fazlasını sunduğunu hemen söylemeliyim. Hoş aşk üçgeni meselesi her zaman ilgi çeker, o ayrı. Ama haksızlık olur romanı bu çerçeveyle sınırlamak. Yedi Yıl’ın derinliği konusunda ben kefilim. Ama yetmezse başka kefil de bulurum… dediiim ve mikrofonu kitabın çevirmeni sevgili Regaip Minareci’ye uzattım.
Peter Stamm Zürich Üniversite’sinde İngiliz Dili ve Edebiyatı, psikoloji ve psikopatoloji eğitimlerinin ardından gazeteciliğe başlamış. Özgürlüğü ve meslek olarak yazarlığı seçtikten sonra, önce radyo ve tiyatro oyunları kaleme almış, 1998 yılında da ilk romanı Agnes yayımlanmış. 2013 yılında tüm eserleri için Booker edebiyat ödülünün kısa listesine kalan yazar, 2014’de de Almanya’nın en prestijli edebiyat ödüllerinden biri olarak kabul edilen Friedrich Hölderlin ödülünü almış. Eserleri 37 dile çevrilmiş bugüne kadar. Türkçe’de Yedi Yıl dışında Stamm imzalı ne var ne yok derseniz?: Böylesi Bir Günde, Uzağın Ötesinde adlı romanlarını ve Uçuyoruz adlı öykü kitabını dilimizde bulmak mümkün. Yazarın Türkçeye bir de çocuk kitabı çevrilmiş: Bugün Burada, Yarın Orada. Yani Stamm gördüğünüz gibi bayağı verimli bir yazar ve geniş bir alanda ürün veriyor.
Dönelim biz Yedi Yıl’a! Alexander’a, iki kadının birden kalbini kıran kahramanımıza gelgitlerinden dolayı hak vermek, seçimlerini desteklemek mümkün değil. Anla beni dinleyici, ben bir kadınım. Kadınların kalbini bencilce, bile isteye kıran erkeklere kızarım. Ama okurluk yanım ağır bastığında ve roman ilerlediğinde onu anlamaktan da kendimi alamadım. Hak vermedim ama anladım. Sonuçta hayat başlarken, hepimiz bir takım seçimler yapmak zorunda kalıyoruz. Ve o seçimleri geçmişimiz, hayatımızdaki eksikler, kişiliğimizdeki o puslu alanlar belirliyor. Bazı kararlar o gösterişli tablolar için alınıyor ne yazık ki, o herkesin ‘ay ne yakışıyorlar’ dediği ideal çift olmak uğruna bir şeylerden vazgeçiyor insanlar bazen. Boyu boyuna, huyu huyuna, statüsü statüsüne denk çiftler oluşturuluyor. İddialı bir hayatın ilk adımları atılıyor. Farkında olmadan, bazen de gayet farkında olarak hesaplar yapılıyor. Toplumsal hayatta bir yerin varsa, birisin, yoksa, hiçsin ne de olsa. Eh, iyi bir evlilik de biri olmanın temeli böyle bakanlara göre, öyle değil mi? Kadın ya da erkek fark etmez, evde eğer çok hesap yapıldıysa, çarşıya çıktığında o hesabın hayatın çamurlu yollarında tutmama riski her zaman var. Hatta olasılık yüksek sanki.
#benokurum #denizyücebaşarır #peterstamm #yediyıl #regaip
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео mp4
-
Информация по загрузке: