Halidi Bağdadi Hazretleri Altın Silsile
Автор: ALTIN SİLSİLE
Загружено: 2021-01-30
Просмотров: 4614
MEVLÂNÂ HÂLİD BÂĞDÂDÎ HAZRETLERİ
Anlatıcı--- Altın silsilenin 30. Halkası ve yeni bir kolbaşısı olan Mevlânâ Hâlid Hazretleri, Hicrî 1193 yılında Irak’ın Musul vilayetine bağlı Karadağ kasabasında dünyaya geldi.
Asıl adı Halid bin Ahmed olan Halid-i Bağdadi’nin soyu, baba tarafından Hazreti Osman’a; anne tarafından ise Hazreti Ali’ye dayanır. Ömrünün bir kısmı Bağdat’ta geçtiği için Bâğdadi nisbesiyle meşhur olmuştur.
Bağdadî Hazretleri, ilk tahsilini önce babasından, ardından da Süleymaniye medreselerinde yaptı. Seyyid Abdülkerim Berzencî, Seyyid Molla İbrahim ve Şeyh Abdurrahim’i Berzenci’den temel İslamî ve aklî ilimleri tahsil etti.
Henüz buluğ çağına ermeden nazım ve nesir dalında büyük bir istidat gösteren Bağdadi, bir süre ikamet ettiği Bağdat’ta da çeşitli ilimleri tahsil edip Süleymaniye’ye geri döndü. Bu kez devrinin en önemli âlimlerinden biri olan Muhammed Kuseym’den Riyaziye, Hesap, Hendese, Heyet ve Usturlap gibi teknik ilimleri tahsil etti.
Üstün zekâsından dolayı kısa zamanda devrin idarecilerinin dikkatini çeken Bağdadi Hazretleri, bazı medreselere müderris tayin edilmek istendi ancak bu görevi ‘’Ben bu makama lâyık değilim’’ diyerek kabul etmedi.
Hicrî 1213 yılında Süleymaniye’de ortaya çıkan bir hastalıktan dolayı hocası Abdülkerim Berzencî vefat edince, onun talebelerinin müderrisliğini kabul etti. Yedi yıl boyunca sürdürdüğü bu görevden sonra Bağdadî Hazretleri Şam üzerinden Hacc yolculuğuna çıktı.
Şam’da asrın en büyük hadis âlimlerinden biri olan Muhammed Kuzberi ile görüşüp ondan hadis icazeti, Mustafa el Kürdî’den de Kadiriyye tarikatı icazeti aldı. Hacc yolculuğu sırasında yolun zorluklarının yanısıra manevi bazı lütuflara ve tasavvufi irşadlara mahzar oldu.
Bağdadi Hazretleri, Medine-i Münevvereye vâsıl olunca, Farsça söylediği beliğ bir kasideyle Resulullahı övdü ve gönlündeki arayışı burada sürdürdü.
Anlatıcı---Hacc farizasını tamamlayan Halid Bağdâdi, Şam yolu üzerinden tekrar memleketi olan Süleymaniye’ye döner. Nihayet bir gün Abdullah Dehlevi’nin dervişlerinden Mirza Rahimallah Süleymaniye’ye gelerek kendisini irşad edecek Nakşibendi şeyhinin Delhi’de olduğunu söyledi.
Bağdadi Hazretleri, irşadı için ikinci kez işaretini aldığı Delhi şehrine gitmek üzere Mirza Rahimallah ile birlikte yola çıkar. Uzun ve meşakkatli bu yolculuk sırasında birçok şehre uğrar. Her bölgedeki ulema ve meşayihın kabirlerini ziyaret eder ve pek çok âlim ve şeyh ile tanışır.
Uğradığı şehirler olan Tahran, Bestam, Harkan, Semnan, Nişabur, Tavs, Herat, Kandahar, Kâbil ve Lahor’da tanıştığı ve tartıştığı âlimleri zekâ ve ilmi karşısında şaşkınlığa uğratır.
Anlatcı--- Halid Bâğdadi Hazretleri, tam bir yıl süren bu uzun yolculuktan sonra sonunda Abdullah Dehlevi’nin dergâhının bulunduğu Delhi şehrine varır. Şehre varır varmaz bütün eşyalarını ihtiyaç sahiplerine dağıtan Bağdâdi, yolculuğu sırasında başından geçen olayları anlatan ve şeyhini öven bir de kaside yazar.
Delhi’de şeyhinin yanında bir yandan manevi eğitimini tamamlayan Bâğdadi Hazretleri, diğer yandan da Molla Abdülaziz el-Hindi’den akâid ve kelam dersleri alır. Şeyhi tarafından ilk başlarda benlik duygusundan arındırılmak üzere dergâhın helâ temizliğinde görevlendirilen Bağdadi, burada kaldığı süre boyunca vaktinin çoğunluğunu hücresinde geçirir.
Sahip olduğu ilmin ününü duyarak kendisiyle görüşmeye gelen Hind âlimleriyle tüm ısrarlara rağmen görüşmez ve Şeyhinin sohbetlerinde de en arkada köşede bir yere otururdu.
Engin bilgisi, geniş tasavvufi etkisi kısa zamanda şöhret ve nüfuzunu artırınca bazı hased edenleri tarafından Valiye şikâyet edilir. Bağdadi Hazretlerinin Bağdaddan çıkarılması isteğiyle padişah 2. Mahmut’a da bir mektup yazmışlardır.
2.Mahmud bu şikâyeti devrin Şeyhülislam’ı Mustafa Kasım Efendiye inceletir ve sonuçta ona iftira atıldığı ortaya çıkar. Diğer taraftan Bağdat Valisi Said Paşa’nın yaptırdığı araştırmada da Bağdadi Hazretleri haklı çıkmış, iftiracılar umduklarını bulamamışlardır. Mevlana Hâlid, olayların yatışması için memleketi Süleymaniye’ye döner.
Süleymaniye’de ikinci bir tekke açan Bağdadi Hazretleri gerek Bağdat’taki ilk tekkede gerekse Süleymaniye’deki ikinci tekkede pek çok halife yetiştirip bunları İslam Ülkelerine göndermeye başlar. Süleymaniye’den sonra bir ara tekrar Bağdat’a gelen Mevlâna Hâlid, oradan da Şam civarında Sâlihiye’de üçüncü bir tekke açar ve ilim meclisleri kurar.
Anlatıcı---Mevlana Halid Bağdadi Hazretleri, son tekkesini kurduğu Salihiye’de üç yıla kadar irşad hizmetinde bulunduktan sonra 2. Kez Hacc’a gider. Hacc dönüşü Şam’da kolera hastalığına yakalanan Bağdadi Hazretleri çok geçmeden bu hastalıktan dolayı vefat eder.
Son arzusu sorulduğunda ‘’Son arzum dindir’’ diyen, vefatı sırasında ağzından ‘’Ey itminana eren nefis! O senden, sen de Ondan razı olarak dön Rabbine’’ ayeti kerimesi çıkan Bağdadi Hazretlerinin vefatı sırasında takvimler 10 Haziran 1242’yi gösteriyordu.
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео mp4
-
Информация по загрузке: