23 Mayıs 2006 - Dr Mehmet Ali KULAT - İstanbul'un Fethi ile İlgili Hadis X 1.5
Автор: Mehmet TURKMEN
Загружено: 2023-05-27
Просмотров: 235
Süleymaniye Vakfı’nın düzenlediği, Vakıf Etkinlikleri kapsamında 23 Mayıs 2006 tarihinde Ensar Vakfı konferans salonunda düzenlenen, “İstanbul’un Fethi ile İlgili Hadis”’i, Dr. Mehmet Ali KULAT’ın HADİS KRİTERİ AÇISINDAN değerlendirdiği bilimsel toplantının tamamı.
Bir yabancı ülkede birileri bu hadisin UYDURMA olduğunu, MEVZU olduğunu söylemişler idi. O bende bir rahatsızlık oluşturmuştu. Bir bakalım gerçekten öyle mi diye bir çalışma iken çalışma büyüdü bu makale şanslı da bir makale oldu sonradan altı ayrı dile de tercümesini yaptılar.
Öncelikle Hadisin senedi üzerinde çok kısa bir bilgi vermek istiyorum.
Bilindiği üzerine Hadisler kendi içerisinde usul bilimcileri tarafından ikiye ayrılırlar.
Bir MÜTEVATİR hadis vardır.
Bir de AHAD hadisler vardır.
Ancak elimizdeki çok büyük kısmı AHAD hadislerdir.
Yani ravisi, senedin başından sonuna kadar büyük kalabalıklar olmayan hadislerdir.
Biz bu hadislere AHAD HADİSLER diyoruz, genel anlamda.
Bu hadiste AHAD HADİSLER gurubu içindedir.
Fetih hadisi MUTTASIL bir senetle rivayet edilmiş ve ravilerinde mülakat şartı var.
Bir de RAVİLERİ SİKA.
Bizim hadisimizin senedinde bulunan kişilerin hiçbirisinin CERH edilmediğini görüyoruz.
Ve ilginçtir şerhlerine de tek tek baktım. HİÇBİRİSİNİN ŞERHİNDE bu hadisin ravileriyle ilgili ve hadisin metniyle ilgili bu hadis ZAYIFTIR, UYDURMADIR vesaire ifadesini HİÇBİR YERDE GÖRMEDİM.
Ben hadislerin GAYBİ HABERLER çerçevesinde tahlilini özellikle vurgulamak gerektiğine inanıyorum.
(Allah’ın Rasulüne), Allah’ın Kuran’ında yüklediği rolden daha büyük bir rol yüklemek doğru olmaz.
Böyle bir şeye hakkımız da yok.
Haddimiz de değil.
Allah kâinattaki kendi kurmuş olduğu cari kanunlarını, kendi sevk ve idare ediyor.
Hem Kuran’ı Kerim’deki ayeti kerimede, hem de hadisi şerifte kullanılan kelimelere baktığımız zaman, seçilen kelimeler mazi sığasında yani tahakkukun yüzde yüz olacağı katiyeti içerisinde ifade edilmiştir.
SAVAŞ, ilahi tabii hukuk denen demek olan İslam’da, MEŞRU MÜDAFA HALİNDE MEŞRU ve CAİZDİR.
MEŞRU MÜDAFA HALİNDE MEŞRU ve CAİZDİR.
Ne var ki, meşru müdafaa da, sadece kendi nefsini müdafaadan ibaret değildir.
HANGİ DİNDEN OLURSA OLSUN, başka bir mazlumu zulümden kurtarmak için yapılan savaş da MEŞRU MÜDAFADIR.
Asıl olan zulmü yeryüzünden kaldırmaktır veya zulmü devre dışı tutmaktır.
Fetih hadisine mevzu diyenler kimler?
Hadis uydurma sebeplerinden bir tanesi MENFİ MİLLİYETÇİLİKTİR.
Yani bir millet kendi milletine kutsiyet atfedebilmek için hadis uydurmuştur.
Bazen sahih bir hadise veya mevzu olmayan anlamında bir hadise birileri neden mevzu diyorlar?
Kendi milliyetleri tarafından o şey gerçekleşmiyorsa, başka milletleri küçük düşürme adına bunu yapıyorlar.
Bu hadise mevzu diyenlerle ilgili genel bir değerlendirme yapacak olursak, ilginç bir tesadüf olarak,
Bu hadis için uydurma diyen âlimlerin tamamı, bu hadisin işaret ettiği tarihi vaka gerçekleştikten sonra değerlendirmeyi yapmışlardır.
Yani 1453’ten önce bu hadise mevzu diyen bir tek Allah’ın kulu yok.
Asıl ilginç olanı ise, bu hadise mevzu diyenlerin TAMAMININ ARAP OLUŞU.
Dr. Mehmet Ali KULAT
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео mp4
-
Информация по загрузке: