Öğrencimiz Asir Gündoğdu'nun "DR.STOCKMANN" Monologu

9 aylık eğitim programımız "Bir Oyuncu Doğuyor"un, 19/20 mezunu
Asir Fikri Gündoğdu'nun mezuniyet performansı yayında!
Kendisini tebrik ederiz...

Oyun Adı: Bir Halk Düşmanı
Yazan: Henrik İbsen 
Çeviren: Yılmaz Onay

DR.STOCKMANN
Ödlekler bunlar, hepsi birlikte ödlek bunların.
Bizde herkes herkesi gözetmekten hiçbir şeyi göze alamıyor. Neyse, artık bizim için önemi de kalmadı zaten. Çekip gidiyoruz nasıl olsa, yeni dünyaya.

Yok burada mı kalacağım yani? Bana halk düşmanı dedikleri, beni teşhir direğine bağlayıp evimin camlarını Şangır şungur indirdikleri bir yerde? Şuraya bak şuraya Katrin, güzelim siyah pantolonumu nasıl yırttılar!
Eee, demek ki, gerçeğin ve özgürlüğün kavgasını vermek üzere dışarı çıkarken en iyi pantolonunu giymeyeceksin. Neyse canım, asıl üzüldüğüm bu da değil; pantolon en nihayet örülüp onarılır. Ama şu ayak takımının, kendilerinden biri gibi beni hırpalamaya cüret etmeleri yok mu, işte bunu bir türlü hazmedemiyorum.

Bu takımın her yerde böyle küstah olmadığını mı düşünüyorsun? Üç aşağı beş yukarı her yerde böyledir. Aman boş ver; bırak havlasın köpekler; asıl bela bu değil. Asıl bela, bizim ülkemizin her yerinde tüm insanların tek bir tarafın köleleri oluşu. Tabii, herhalde hür batıda da pek farklı değildir bu durum; orada da aynı başat çoğunluk, aynı liberal kamuoyu ve benzeri rezillikler egemen. Ama işte, tümüyle koşullar biraz daha hoşgörülü, yani biliyor musun, insanı bir kerede öldürüverirler orada, ama hiç değilse buradaki gibi ağır ağır gırtlağına basıp boğmazlar heralde; Özgür bir varlığı bizdeki gibi cendereye sokup sıkıştırmazlar. Hem icabında orada bir köşeyede çekilebilirsin düpedüz., şöyle ucuz bir tabii orman veya bir güney adası satılan bir yer bilsem!

(Duraklar) İyi de Katrin, yani bizim çocukların böyle bir ortamda yetişmeleri seni daha mı çok memnun ederdi ha? Daha dün akşam kendin demedin mi; buradaki ahalinin bir yarısı hepten aklını peynir ekmekle yemiş; öteki yarısıysa, yiyecek akılları hiç olmadığı için yiyememiş aptallar; diye?

Peki, dediklerim doğru değil mi? Burada bütün kavramlar baş aşağı durmuyor mu? Burada hak ve haksızlık çorba gibi karışmamış mı?
Ben neye hakikat diyorsam burada hepsi yalan sayılmıyor mu?
En harikası da, sürüyle yetişkin liberal beyler, hem kendilerine hem başkalarına, kendilerini özgür düşünceli diye yutturuyorlar yahu! Böylesi görülmüş işitilmiş şey mi Katrin?

Böyle bir çirkefliğin içinde yaşanmaz artık. Hadi tez elden toparlan da gidelim...