Toplumun Onayına Göre Yaşamak: Fark Etmeden Hapsedilmek

"Bedenin Sana Ait Ama Gerçekten Özgür müsün?"
Bugün burada sadece bir video izlemeyeceksiniz… Aynı zamanda kendinize uzun zamandır sormadığınız o derin ve rahatsız edici soruyla yüzleşeceksiniz.

Kıyafet seçerken, karar verirken, bir ilişkiye girerken ya da sadece sessizce yürürken… Kaç kez gerçekten kendi özgür iradenle hareket ettin? Kaç kere “Bu benim hayatım” dedin ama birilerinin ne diyeceğini düşünerek geri adım attın? Kaç kere kararlarını ailenin, eşinin, mahallenin, iş yerinin ya da “elâlem ne der?”in süzgecinden geçirdin?

Bu videoda bedenin gerçekten sana ait olup olmadığını konuşuyoruz.
Ama sadece fiziksel olarak değil…
Ruhsal olarak, zihinsel olarak, kararlarında, hayallerinde, duruşunda…

Toplum bize ne giyileceğini söylüyor.
Hangi yaşta ne yapılacağını, hangi rolde nasıl davranılacağını, kadının nasıl kadın olacağını, erkeğin nasıl adam olacağını, neyin “ayıp”, neyin “normal” olduğunu…

Ve biz farkında bile olmadan, bu görünmez kuralların içinde özgürlüğümüzü sessizce teslim ediyoruz.
Bedenin bizde ama direksiyon başka ellerde.
Peki bu ne kadar sürdürülebilir?

Bu videoda seni provoke etmek, rahatsız etmek ve düşündürmek istiyoruz.
Çünkü bazen uyanmak için önce silkelenmek gerekir.
Ve bazen en çok sahip çıktığımız şeyin bile elimizden nasıl alındığını anlamak için bir adım geri çekilip büyük resme bakmak gerekir.

Eğer sen de bu soruyu kendine dürüstçe sormaya hazırsan, seni videoya bekliyoruz:
“Bedenim bana ait… ama gerçekten özgür müyüm?”

Abone olmayı ve yorumlarda kendi deneyimini paylaşmayı unutma. Çünkü bu sadece bir video değil, hep birlikte sorgulamak için başlattığımız bir yolculuk.