Elâzığ'da Osmanlı Döneminden Kalan Çarşı, Han ve Mekânlar
Автор: Elazığ'ın İzini Sürmek...
Загружено: 2025-03-08
Просмотров: 4804
Elâzığ'da Osmanlı Döneminden Kalan Çarşı, Han ve Mekânlar
Çarşılar kentin diri hücreleridir. Bilirsiniz eski Elazığlılar evden dışarı çıkmaya “çarşıya gitmek” derler. Eski çarşılar ise kentlerin geçmişle bağını koruyan kent belleğinde bir yeri ve konumu olan mekânlardır.
Varlığını yüz yıllardır sürdüren çarşıların geçmişten günümüze tarih, insan, ticaret, dayanışma ve toplumsallaşma merkezi olduğu, bir buluşma ve etkinlik alanı işlevi gördüğünün bilinciyle bu yerleri korumak gerekiyor.
Köylü ve üreticinin ürününü sergileyip satabildiği, halkın alışveriş gereksinimlerini, yolcu ve tüccarların barınma ve ticari işlerini karşılamak üzere çeşitli boyut ve mimari düzende yapılmış olan yapılardan oluşan bir kentin ya da kent parçasının alışveriş ve ticaret alanına genel anlamda çarşı diyoruz. “Çarşı”nın sözcük kökeni Farsça “cahar” (dört) ve “sûk” (sokak) sözcüklerinin birleşimidir.
Evet, bugün artık her kentte AVM’ler var. İnsanlar özellikle de gençler zamanlarını bu yeni mekanlarda geçiriyorlar. Ama bir zamanlar yaşamın merkezi geçmişin alışveriş merkezleri, çarşılar vardı. Birçok kentte zaman içerisinde çarşılar önemini yitirdi, küçüldü, yıkıldı, kalanlar da bakımsızlıktan ve ticaret rekabetinin güç koşullarından olsa gerek tarihin derinliklerinde yitti, gitti.
Elazığ’da eski tarihsel dokular, kiliseler, kalhaneler, camiler, mezarlıklar, çeşmeler, köprüler, çarşılar, eski sokaklar ve evler çok azalmış; eskiye ve yöreye özgülük korunmamış; yapılaşma, altyapı, estetik denilen değerler nerdeyse yok olmuş elde kala kala birkaç yapıt kalmıştır.
Kente özgülüğün hiçe sayılıp, herkesin canının istediği biçimde yapı kondurmasıyla; bakımsız ve terk edilmiş eski yapılar ve yerler yıkılmış ve sonuçta geçmiş ve eski kent yapı kültürü ne yazık ki yitirilmiştir. Artık elde kalanı korumak boynumuzun borcu olmalıdır.
Batı ülkelerinde, örneğin Fransa, İtalya, Avusturya, Yunanistan ve İsviçre gibi yerlerde kentin eski çarşı ve meydanlarının korunduğunu, yenilendiğini, canlı kaldığını yerli ve yabancı gezginler için bir ilgi merkezi olduğunu görürsünüz.
Bu nedenle bir kentin, çarşısına, meydanlarına, o meydanlardaki yazıtlara, çeşmelere ve hatta geleneksel mesleklere sahip çıkması gerekiyor. Bunun için de devlete, yerel yönetimlere yani belediyelere ve o kent insanlarına büyük görevler düşüyor.
Bugün sizlerle, geçmişe ve bugüne meydan okumayı başarmış Buğda Meydanı, Arpa meydanı, Çarşı Camisi, Saray Camisi, terziler, fırınlar, hanlar, hamamlar, semerciler, şapkacılar, 3.-4. nesil süren az sayıdaki ticarethaneleri gezerken geçmişin dokusunun hâlâ var olduğunu duyumsayacak, geçmiş günlerin sevincini, hüznünü yaşayacağız...
İyi izlenceler diliyorum.
Cem BAYINDIR
#elaziğ #elâzığ ELAZIĞ, #ELAZİZ, #harput HARPUT, #mezraa MAMURATÜLAZİZ, #YUKARIŞEHİR, #MEZRAA
Katılanlar:
Cem Bayındır:
Keban'da doğdu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Yazın dergilerinde öykü, şiir, araştırma ve çeviri yazıları yayımlandı.
İhsan Tarakçı:
Harputlu. Fırat Üniversitesi Makina Mühendisliği ve İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümü mezunu. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde İşletme dalında yüksek lisans yaptı. Türk Telekom başta olmak üzere birçok kurumda üst düzey yönetici, danışman pozisyonunda bulundu.
Mustafa Balaban:
Elâzığ merkez Sürsürü doğumlu. Fırat Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünde lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamladı. Birçok yüksek lisans, doktora çalışmasında danışmanlık yaptı.
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео mp4
-
Информация по загрузке: