Gazeteci-Yazar Taha Kılınç Anamur’da Doğu Türkistan’daki İnsanlık Dramını Anlattı
Автор: ANAMUR İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ
Загружено: 2025-11-25
Просмотров: 219
Uygurların Sessiz Çığlığı Anamur’da Konferansta Duyuldu
Anamur’da düzenlenen geniş katılımlı konferansta Gazeteci-Yazar Taha Kılınç, Doğu Türkistan’da yaşanan baskıları, dini ve kültürel yıkımı ve bölgedeki Müslümanların maruz kaldığı sistematik baskı uygulamalarını sahaya dayalı gözlemlerle aktardı. Program, ilçe protokolü, din görevlileri, eğitim camiası, sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda vatandaşın yoğun ilgisiyle gerçekleşti.
Mersin Anamur Belediyesi Kültür Merkezi’nde Türkiye Diyanet Vakfı Anamur Şubesi, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği ve Eğitime Destek Platformu iş birliğiyle düzenlenen konferans, İstiklal Marşı’nın okunması ve Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Programın açılışında konuşan Anamur Müftüsü Mehmet Fidan, Doğu Türkistan meselesinin tarihî ve manevî bağlarımız açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Fidan, Anamur ve Bozyazı’nın ilim geleneği güçlü, nitelikli insan yetiştiren yerler olduğunu ifade ederek, Anamur ve Bozyazının yetiştirmiş olduğu değerli bir insanı olan Gazeteci Yazar Taha Kılınç’ın, Gönül Coğrafyamız Doğu Türkistana dair aktaracağı canlı, diri bilgilerinden çok müstefid olacağımızı, söyledi . Doğu Türkistan’ın Türk–İslam tarihindeki yerine dikkat çeken Fidan, bölgede yaşayan Uygur Türkü Müslüman kardeşlerimizin yaşadıkları ailevi ve toplumsal dramlarının, halkımız üzerinde bilinçlenmeye, şuurlanmaya ve birlikte hareket etme farkındalığının artmasına vesile olması temennisinde bulundu.
Konferansın konuşmacısı Gazeteci-Yazar Taha Kılınç, “Kayıp Coğrafyanın İzinde: Doğu Türkistan Seyahatnamesi” adlı eseri çerçevesinde bölgedeki güncel durumu, tarihî arka planı ve Uygurların maruz kaldığı uygulamaları detaylı şekilde anlattı. Sekiz günlük ziyareti sırasında sekiz kez polis sorgusuna alındığını söyleyen Kılınç, camilerin büyük bölümünün müzeye, bara veya otele dönüştürüldüğünü, seyahati boyunca bir kez bile ezan sesi duymadığını ifade etti. Kaşgar’da en son bayram namazının 2016 yılında kılındığını, resmî yasak nedeniyle 18 yaş altının camilere alınmadığını, uygulamada ise 60 yaşın altındaki hiçbir vatandaşın camiye girmesine izin verilmediğini belirtti.
Baskı politikalarının günlük hayata nasıl yansıdığını örneklerle anlatan Kılınç, araçla benzin alırken herkesin araçtan indirilme zorunluluğu bulunduğunu, kişi başına benzin kotası uygulandığını, çadır, dürbün, teleskop gibi malzemelerin satışının yasak olduğunu anlattı. Cami avlusunda Çin’e bağlılık yemini ettirilen yaşlıları gördüğünü, Türkiye’den geldiğini öğrenen bazı kişilerin sevincini ancak gizlice gösterebildiğini söyledi. Toplama kamplarına dair gözlemlerini aktaran Kılınç, bazı çocukların ailelerinden koparıldığını, “şüpheli görülen” kişilerin sistematik olarak gözaltına alındığını ve bunun bölgenin demografik yapısını hedef alan bir politika olduğunu kaydetti.
Yazar Kılınç,Doğu Türkistan’da her adım gözetim altında: Sokaklarda her 10 metrede bir kamera ve ses kaydı, evlerde resmi görevli Çinliler yerleşiyor, günlük yaşam raporlanıyor. Aile hayatı, yemek, dua, örtü, namaz, çocuklar hepsi sürekli izleniyor. Bir Uygur’un dışarı çıkması, benzin alması, hatta taksiye binmesi bile izinlere bağlı.
Bu baskının aile üzerindeki etkisi çok büyük. İnsanlar birbirine bile güvenemiyor; evdeki akrabalar bile rapor veriyor. Bu durum, özgürlüğün ne kadar sınırlı olduğunu gözler önüne seriyor. Normal bir yaşam, bizim için sıradan olan haklar, onlar için hayal.” dedi
Kılınç, kitabının yayımlanmasından sonra Çin’in diplomatik yollarla kitabın yayımını engellemeye çalıştığını belirterek, asimilasyon sürecinin kültürel mirası ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu ifade etti. Filistin’e de değinen Kılınç, Gazze’de yaşananların normalleştirilmemesi gerektiğini, orada bir soykırımın devam ettiğini söyledi. Tarihte İslam coğrafyasının büyük yıkımlar atlattığını ancak bu süreçlerin ardından yeni güç merkezlerinin doğduğunu hatırlattı. Filistin meselesinin doğru bilgiyle anlaşılması gerektiğini vurguladı.
Konferansta konuşan Anamur Kaymakamı Kemal Duru, Doğu Türkistan ve Gazze’de yaşanan zulümlerin birbirinden bağımsız olmadığını belirtti. Türk milletinin mazluma bakışında hiçbir zaman ayrım yapmadığını ifade eden Duru, haksızlık karşısında ortak bir vicdanla hareket edildiğini vurguladı. Taha Kılınç’ın sahaya dayalı gözlemlerinin önemine dikkat çekerek, doğru bilginin değerini hatırlattı. Türk milletinin merhamet, adalet ve vicdan geleneğine işaret eden Duru, “Zulmün durması için dua eden bir milletiz” dedi.
Programın sonunda Kaymakam Kemal Duru, günün anısına Taha Kılınç’a çiçek takdim etti. Ardından Gazeteci-Yazar Kılınç, katılımcılarla buluşarak kitaplarını imzaladı. Yoğun ilgi gören imza bölümü, programın samimi bir atmosferde tamamlanmasını sağladı.
#Anamur #Bozyazı #DoğuTürkistan #TahaKılınç #TDV #ÖNDER #mersin #KültürEtkinliği #İnsanHakları #UygurTürkleri #GazeteYazarı #Eğitim #ToplumsalFarkındalık #İslamiYaşam #MüslümanDünyası #TarihveKültür #GençlikProgramı
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео mp4
-
Информация по загрузке: