Kumkurdu - Asa Lind // konuk Tuğçe Uğurlu // Deniz Yüce Başarır ile Ben Okurum

Bizim kuşağın zihni çocuk kitapları deyince, hep biraz geriye gidiyor. Ya kendi çocukluğumuza kadar uzanıyoruz. Ki benim yolum malum bayağı uzuyor bu durumda. Ya da biraz daha yakınlara geliyoruz ama 2000’lerde yazılan kitaplar arasında ruhumuza çok da uygun eserler bulamıyoruz sanki. Tamam biliyorum, bizim ruhumuz değil burada hedef, günümüz çocuklarının ruhu. Ama yine de yok mudur bu işin bir orta yolu? Hoş, Hazan’ı büyütürken çok güzel ve yepyeni resimli kitaplarla kesişti yolum, o ayrı. Zaten o konuda bizim kuşağın pek bir deneyimi de yoktu. Resimli kitap mı, o da ne? derdik sorsanız😊 Ama hikâye kitapları dediğinizde, Astrid Lindgren’in meşhur kitabı Pippi, Uzun Çorap"ın mesela tarihi, ki benim en sevdiklerimden biridir, 1945’e dayanıyor. Pal Sokağı Çocukları deseniz, daha da eski, 1906 yılında yayımlanmış ilk kez. Yine bir başka aşkım, Pıtırcık serisinin ilk kitabı ise 1959’da doğmuş. Michael Ende’nin meşhur kitabı Momo ise 1973’lü. Verdiğim örnekler hep dünya edebiyatından oldu, ama bizden de çocukken çok severek okuduğum Gülten Dayıoğlu’nu söyleyebilirim. Hatta annemle Fadiş’i okuyup ağlama anımı daha önce de anlatmıştım sanırım size. Eh onun da ilk baskısı 1971 yılında yapılmış. Tabii bu hep eski kitapları sevme meselesi sadece bana özgü olabilir. Konuyu daha fazla uzatmayacağım. Ay dayanamadım, son bir söz: Harry Potter bile 20. Yüzyıldan kalma. 1997 yılında yayımlandı ilk kitap. Daha yakın tarihlerde, en azından 21. Yüzyılda, 2002’de gün yüzüne çıkmış bir seriyi de pek sevdiğimi söyleyip, onu bölümün esas kızı ilan edip bu konuya bir son veriyorum.
   • Ben Okurum  

İsveçli yazar Asa Lind’in kaleminden çıkan Kumkurdu’ndan söz ediyorum elbette. Hayata dair sorularımızı yeniden, çocuklukta kaybettiğimiz o saf merakla yeniden yeniden sormak için düşüncenin gücüyle maharetli eller tarafından yazıya dökülmüş çocuk kitaplarından daha güzel bir seçenek olabilir mi, sorarım size. Bu bölümde biz de hep beraber öyle yapacağız, çocukluğumuza dönüp hayata dair sorular soracağız. Sağ olsun Asa Lind de bize rehberlik edecek. Aslında en birinci rehberimiz siyah, parlak burnu, altın rengi tüyleriyle Kumkurdu olacak tabii ki. Ve elbette bir konuğum da var, onun da rehberliğine güveniyorum. Çünkü kendisi çocuklara felsefe eğitimleri veren, çocuk kitapları yazan biri. Sevgili Tuğçe Büyükuğurlu’ya önce çocuklarla felsefe eğitimi hakkında sorular soruyorum ister istemez. Kumkurdu’nun dünyasına birlikte derinlemesine girmeden önce, hangi sularda yüzeceğiz öğrenelim değil mi ama?...
Kumkurdu, Daha Fazla Kumkurdu, Daha da Fazla Kumkurdu adlı kitaplardan oluşan serinin yaratıcısı Asa Lind, 1958 yılında İsveç’in Karbaecken adlı bir kasabasında doğdu. Şu anda Stockholm’de yaşıyor. Çocuk kitabı yazarı olarak tanınıncaya kadar barlarda garsonluk dahil birçok işe el attı. Gazetecilik yaptı. En son bir radyo kanalı için hikayeler yazarken, bir yayınevi ona kitap yazmayı önerdiğinde sonunda içindeki yazar olma isteğini gerçekleştirme cesaretini buldu. İlk kitabı yayımlandığında 36 yaşındaydı. Kendi deyimiyle 26 yıl boyunca bir ön hazırlık gibi yazdıktan sonra ancak bir kitap sahibi olabildi. İyi bir hikayenin olmazsa olmazları nelerdir diye sorulduğunda, sağlam bir konu, doğru seçilmiş karakterler, uygun mekan gibi şartların yanı sıra, hepsinden önemlisi yazarın yazdıklarına güveni, diye yanıtlayan Lind, edebiyat dünyasındaki çıkışını 2002 yılında yayımlanan, bölümümüzün esas kızı Kumkurdu ile yaptı. Bu seriyle 2003’de İsveç Kütüphaneler Birliği’nden Nils Holgersson ödülünü kazandı. Kitap, 20’den fazla dile çevrildi. Aralarında resimli ve kurgu dışı kitapların da bulunduğu eserlerinin sayısı da yirmiyi buluyor. Çocukların o kocaman sorularına ciddi bir bakış açısıyla yaklaşan, onları felsefi düşünceye yönelten yanıtlarını, tatlı bir dille sunan şiirsel metinleriyle sadece küçük okurların değil her yaştan okurun kalbini kazanan bir yazar Asa Lind.

#denizyücebaşarır #podcast #benokurum #felsefe #tuğçeüyükuğurlu #kumkurdu #asalind