BÖLÜM 1.Ziya Gökalp'ten, I. Beşikçi ve Ahmet Özer'e uzanan İslam Terminolojisi ve Azınlıklar

BÖLÜM 1. Ziya Gökalp'ten, İsmail Beşikçi ve Prof. Dr. Ahmet Özer'e uzanan İslam Terminolojisi ve Azınlıklar

Bu video size bildiğiniz ulusal, dinsel ve siyasal hikâyeleri tekrar etmiyor.

Kendinizi Türk, Kürt, Alevi, Dersimli, solcu, Müslüman, Hristiyan veya bambaşka bir yerde görüyorsanız, burada duyduğunuz bazı cümleler sizi rahatsız edebilir. Bu rahatsızlığı bir saldırı değil, alıştığınız anlatılara küçük bir itiraz olarak düşünün.

Eğer yalnızca onaylanmak istiyorsanız, peşin söyleyeyim: burası doğru adres olmayabilir. Ama alıştığınız kalıpların dışında bir hikâye duymak istiyorsanız, hoş geldiniz.

Bu konuşma, Çaldıran’ı “Türk–Kürt birlik kavşağı” olarak anlatan resmi şemaların arka planını sorguluyor. Alevilerin ve özellikle Dersim kökenli toplulukların bu başlığa neden bu kadar sert tepki verdiğini, bunun yalnızca güncel siyasetten ibaret olup olmadığını soruyor.

Malazgirt’ten Çaldıran’a, Cizre’den Erzincan ve Erzurum’a; Karabel- ya da Karabelios’tan Pavlikanlara, Urfalı Mateos’un kroniğinden Çemişgezek’e; Büyük Kures silindirinden Dersim’in inanç dünyasına uzanan bir hat takip ediliyor. Bu hattın üzerinde, hep benzer bir desen karşımıza çıkıyor:

Bir dönem işe yarayan, sınır tutan, asker veren topluluklar;

Sonra “sapkın”, “zındık”, “lanetli” ilan edilip tarihin kenarına itilen insanlar.

Bu video, tam da bu görünmeyenlerin ve lanetlilerin izini sürüyor. Birlik ve kardeşlik projeleri anlatılırken, kimlerin adının hiç geçmediğini; kimin hep “biz” diye anlatıldığını, kimin ise yalnızca iş görüldükten sonra unutulduğunu sorguluyor.

Anlatılanlar elbette kesin hüküm değil; sadece farklı bir yerden bir tür okuma biçimi. Farklı tarihçiler, farklı belgeler bu tabloyu zenginleştirebilir, bazı yerlerini düzeltebilir.

Beklentim şu değil: “Haklısın” demeniz....Acaba olabilir mi demeniz o bilinmez kapıyı aralamaya yeter...