İmam-ı Rabbani Hazretleri Altın Silsile
Автор: ALTIN SİLSİLE
Загружено: 2020-12-19
Просмотров: 1973
İMAM-I RABBÂNİ AHMED FARÛKÎ HAZRETLERİ
Anlatıcı---Altın silsilenin 24. Halkası olan İmam-ı Rabbâni’nin asıl ismi Ahmed bin Adbülehad el Farûkî olup Hicrî 971 yılında Hindistan’ın Delhi şehri yakınlarındaki Sehrend’de dünyaya geldi.
Aslen Hazreti Ömer’in soyundan olan ve ilim ehli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen İmam-ı Rabbâni ilk eğitimini babası Şeyh Arifussemedâni, Abdulehad es Sehrendi’den aldı.
Babasının himayesinde akli ve nakli ilimleri tahsil edip hafızlığını tamamlayan İmam-ı Rabbâni, devrinin meşhur âlimlerinin derslerine de devam etti. Kemaleddin Keşmiri’den akli ilimleri, İbnül Haceril Mekki ile Abdurrahman bin Mekki’den, muteber hadis kaynaklarını, Behlül Bedehşâni’den fıkıh, tefsir ve diğer İslâmi konulara dair eserleri okudu.
On yedi yaşındayken icazet alacak seviyeye gelmiş, eser telif edecek bilgiye sahip olmuştu. Küçük yaşlardan itibaren tasavvuf yoluna ilgisi sebebiyle Kadiriyye, Çeştiyye, Sühreverdiyye gibi tarikatlere intisap etmişti.
Bababsının vefatından sonra Hacca giden İmam-ı Rabbâni, hacc dönüşü Delhi’ye uğradığında Muhammed Bâki Hazretleriyle tanıştı ve onun manevi cazibesine kapılarak intisab etti. Şeyhinin yanında iki aydan biraz fazla bir zaman ikamet ederek seyrû sülukunu tamamlayan İmam-ı Rabbâni Hazretleri buradan sonra tekrar memleketi olan Sehrend’e döndü.
Burada irşad çalışmalarına başlayan İmam-ı Rabbâni’nin ilk ziyaretçilerinden biri de şeyhi Muhammed Bâki oldu.
Anlatıcı---Lakabı ‘Müceddid-i Sâni’ yani ‘İkinci Hicrî Bininci Yılın Yenileyicisi’ olan İmam-ı Rabbani çok kısa bir süre içerisinde Nâkşi, Kâdiri, Sühreverdi, Çeştî ve Kübrevî tarikatlarının da icazetli şeyhi olur.
İmam-ı Rabbâni’nin, Hazreti Peygamberin ‘’Allah her yüzyılın başında bu ümmete dinini yenileyen bir zâtı gönderecektir.” Hadis-i Şerifinde müjdelediği zâtlardan birisi olduğu bütün âlimlerce kabul edilirdi. Sohbetlerine nice âlimler katılarak kafalarındaki sorulara cevap bulur, feyz alırlardı.
1.Âlim---Kuran-ı Kerim’in müteşabih ayetlerini de tefsir ettiğinizi duyduk. Aslı var mıdır?
İ. Rabbanî--- Bana Kuran-ı Kerim’in müteşabih ayetlerinin ince manaları ve huruf-ı mukatta’nın sırları bildirildi. Her bir harfin altında Cenab-ı Hakkın yüce zatına delâlet eden öyle ilim denizleri buldum ki…… Onlardan küçük bir şeyi açıklayacak olsam herhalde şu boynum kesilir.
2.Âlim---Peki ya İbn-i Arabi’nin ‘Vahdet-i Vücud’ görüşü hakkında ne diyorsunuz?
İ.Rabbanî---Biz Vahdet-i Şühud’u savunuyoruz. Baktığımız her şeyde Hakkı görüyoruz. Bizimki onun bir ileri derecesi olsa gerek.
Anlatıcı---Nakşilik yoluna yeni bir uslûp kazandıran İmam-ı Rabbani, devrinin sultanları ile de ortaya çıkardıkları bidât ve sapkınlıklardan dolayı büyük mücadeleler etmiştir.
Hind-Moğol hükümdarlarından Ekber-Şah’ın ihdas ettiği yeni bir din fikrine karşı İslam’ı, bütün güzellikleriyle savunan İmam-ı Rabbani, ‘’Hükümete karşı mücadele ediyor diye’’ hükümdara şikâyet edilir.
Hükümdar bunun üzerine oğlunu İmam-ı Rabbanî Hazretlerinin yanına gönderir ve fikirlerini öğrenmeye çalışır.
Cihangir---Babam beni sana gönderdi. Bundan sonra herkes ona secde edecekmiş. Senden de bu konuda fetvâ istiyor.
İmam Rabbanî---(Kızgınca) Müslümanlar ancak Allah’a secde ederler. Ekber Şah kendi sapkınlıklarına benden destek bulamaz. Bazı zayıf karakterli hocaların saçmalıkları da fetvâ falan olamaz.
Cihangir---(Hiddetle) Bu fetvaya destek vereceksin dedim sana.
İ.Rabbani---Ben bu fetvaya ölüm korkusuyla evet diyebilirim. Bu benim için dinen caiz, ama yine de diyorum ki ben sizin bu fetvanızla ancak mücadele ederim.
Cihangir---(Bağırarak) Bu cüretini pahalıya ödeyeceksin. Muhafızlar, tutuklayın şu adamı……
*----------------------------------*
Anlatıcı---Hind-Moğol Hükümdarı Ekber Şah sapıklığın zirvesindeydi. Hinduizm. Hristiyanlık ve Müslümanlık gibi dinlerin beğendiği taraflarını alarak ortaya yeni bir din çıkarmaya çalışıyordu.
Ancak İmam-ı Rabbâni’nin kendisine karşı verdiği mücadele her gün bir başka şekilde karşısına çıkıyordu.
*----------------------------------*
Anlatıcı---İmam-ı Rabbâni Hazretleri gördüğü bütün zulüm ve işkencelere rağmen Ekber Şah’a boyun eğmez. Sayıları binleri bulan dervişlerinin var güçleriyle çalışmaları sonucu Ekber Şah’ın ortaya çıkardığı din, taraftar bulmaz.
Ekber Şah’dan sonra onun yerine tahta geçen oğlu Cihangir, babasının ortaya koyduğu davadan vazgeçer. İmam-ı Rabbâni’nin yaptığı irşad çalışmalarından etkilenerek daha önce yaptığı zulümlerden dolayı özür diler.
İmam-ı Rabbâni’nin terbiye anlayışıyla yetişmiş binlerce halife, mürid ve müntesip onun düşüncelerini Orta Asya, Anadolu ve Orta Doğu taraflarına taşır.
Şeyhliği sırasında talebelerine ve halifelerine yazdığı mektuplar bir araya toplanarak kitaplaştırılmış, İslam dininin en makbul kitapları arasında sayılmıştır.
Kendisinden sonra tarikatın Nakşibendiyye, Ahrâriyye, Müceddidiye diye anılmasına sebep olan İmam Rabbâni Hazretleri 63 yaşında olduğu halde Hicrî 1034 yılında vefat etmiştir.
*----------------------------------*
Доступные форматы для скачивания:
Скачать видео mp4
-
Информация по загрузке: