YUNAN MİTOLOJİSİNDEN HİKAYELER 4-ZEUS ve KARDEŞLERİ

Bu bölümde Olympos düzeninin önceki kuşaklardan farkını değerlendiriyoruz. Zeus'un her tanrıya bir makam tahsis ederek güçler ayrılığı ilkesini benimsediğini, barbarlığa karşı demokratik sistem geliştirdiğini vurguluyoruz.

#antikyunan #hikayeanlatıcılığı #mitoloji #sanat #edebiyat

Anlatan ve derleyen: Nazım Sarıkaya

4. BÖLÜM - ZEUS ve KARDEŞLERİ

Zeus önderliğindeki üçüncü tanrısal düzen, ilk ikisinden farklı bir irade ortaya koymaya çalışmıştır. Diğerlerinde ezilen kimse, en küçük çocuk, otoriteyi devirmiş ancak iktidar yeniden merkezi otoriteye evrilmiştir. Kendisinden başkasına yaşam fırsatı vermeyen bu düzen gittikçe zalimleşmiş, kendi çocuklarını yutar hale gelmiştir. Buna karşı Zeus, her tanrıya bir makam ve bir bölge tahsis edecektir. Olympos tanrılarının hepsi birbirinden farklı ancak hepsi eşittir. Öyle ki hiçbirinin doğaüstü gücü diğerine etki etmez. Anlaşmazlık durumunda birbirlerini ikna etmelidirler.

Bu ideal düzenin kurulabilmesi için iktidar hırsı hiç bitmeyecek olan Titanların hapis yatması gerekmektedir. Zeus, Tartaros’ta yatan Titanların başına gardiyan olarak Tepegöz ve Yüzkolluları koyar. Böylece eski dünyanın canavarsı mutantları uygar dünyada yer almayacaktır.

Olympos tanrılarının lideri, Gök Tanrı Zeus’tur. İleride göreceğimiz gibi birçok tanrı, insan, yarı insan yarı hayvanın babasıdır. Herhangi birimizin babası bile çıkabilir. O kadar çapkındır. Karısı Hera ise resmi nikahtan sorumludur. Mitolojide kıskanç, histerik, ceberut bir şekilde temsil edilse de kocasının başka kadınlarla olmasına karşıdır. Resmi nikahtan sorumlu olduğu için görevini yerine getirmektedir. Yeni dünyada aile kurumu Olympos’un zirvesine çıkarılmıştır. Sınır aşımı yapan Gök Tanrı Zeus olsa bile Hera tarafından hizaya getirilir.

Zeus’un adaleti kardeşleri Poseidon ve Hades arasında verdiği kararda görülebilir. Denizleri ve yeraltını paylaştırmak için kırmızı ve mavi taş arasında bir seçim yapmalarını ister. Mavi taşı alan Poseidon denizleri, kırmızı taşı atan Hades ölüler diyarını alır. Kararlarında rastlantıya yer vermesi, ayrımcılık yapmadığını gösterir. Çoğu zaman zar atarak insanların kaderini belirleyecek kararları alacaktır.

Geriye iki kız kardeş kaldı. Demeter ve Hestia. Aslında en büyük olan kız kardeşler, Kronos’un midesinden en son çıktıları için küçük kardeş yerine konulur. Hestia, ocak tanrısıdır. Ev içi ekonomisi-oikolos ile sorumludur. Öyle ki Olympos’taki evinden hiç çıkmadığı söylenir. Roma’da Vesta adını alacak bu tanrıça daha fazla saygı görecektir. Ona inanan kadın müminler bekaret yemini ederler, yaşadıkları bölge işgal edildiğinde yabancılar bir tek o kadınlara tecavüz etmezler.

Güzeller güzeli Demeter ise Arpa Ana, Ekin Ana, Bereket Ana olarak bilinir. Doğadaki verimlilikten, topraktaki üretimden, mevsimlerden sorumludur. O kadar güzeldir ki kardeşleri Poseidon ve Zeus, onunla birlikte olmak için yarışa tutuşur. Bekaret yemini ettiği için kısrak olup kaçmaya kalksa da Poseidon aygır olup onu yakalar ve bu birliktelikten yeryüzündeki ilk at olan Airon doğar. Zeus’la birlikteliğinden ise daha sonra hikayesini anlatacağımız, güzelliği başına bela olacak Persephone doğacaktır.

Rhea’nın çocukları, ilk altı Olympos tanrısı yeni bir düzeni inşa edeceklerdir. Tabi yanlarına alacakları diğer altı tanrıyla birlikte…